Şair hayatına ancak nokta koyarsa buraya sığar.
Saçının telini değişmezdim,
Bir yer küreye.
Gökyüzü anlamsız kalırdı,
Yanımdayken sen.
Şimdiyse her şey darmadağın.
Yaşanılanlar unutulmaya yüz tuttu.
Anne baba ocaktır çocuk için,
Çocuk yanlarında pişer,
Bir müddet sonra yemek olur,
Toplumu besler.
Artık iki yabancıyız,
Kozalağından çıkan kelebeğin,
Cesedine yabancılığı gibi.
Aynı dünya üzerinde bulunup,
Birbirini hiç tanımayan insanlar gibi.
Ben sana şiirler yazayım,
Sen bunu yabancı gibi oku,
Belki bir gün tanırsan bendeki seni,
Biz oluruz;
Ay ve yıldız gibi.
Ne kar yağar gökten,
Ne umut çıkar cepteki adreslerden,
İnsan bazen
Bazen
Sadece kendini kabul etmeli,
Zamanın garip akan akışına ithafen.
Rüzgar poyrazları estirirse,
Çıksın ağzından birkaç kelime,
Ben yine beklerim en derinimdeki liriklerle.
Şayet karşılaşırsak bir gün tekrardan,
İki gözünle dürt gözlerimin içini,
Ben hala taşıyorsam sol göğsümde seni,
Bilmediğimiz iklimlerde güne uyanalım seninle,
Rengi bile farklı olsun ağaçların,
Toprak zaten gözlerimde,
Gel çiçeğim ol retinama.
Dolaşmaya çıkalım seninle,
Ellerimi aniden bırakacaksın,
Hüzün bir göğü delen yağmurcasına fışkıracak.
Sonra araya mesafeler girecek,
İki yabancı olacağız.
Başka elleri tutacağız,
Başka yanakları öpeceğiz,
Uykusuzluk,
Huzursuzluk,
Ve 7 karanfil görünce,
Bir erkek tek bir sefer çiçekler alır,
Mezara girince.
Biz buna susamayız,
Çünkü bizim damarlarımızdaki kan zalimlere geçit vermeyecek kadar kırmızı,
Anlımız karaya karışamayacak kadar ak,
Bayrağımız göğe taşacak kadar mavi,
Hayallerimiz kaybolmayacak kadar hilal,
Varlığımız göğe erecek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!