Ömür Dediğimiz Gurbet

Afak dan yansıyan parıltılar, sıla,
Özlemimle vurur, yaşamın kıyısına,
Azal da geçen ömrümün çığlıkları kopar,
Dayanır gurbetin son kapısına
Düş bahçelerimde,
Her mevsim ayrı bir çiçek solar,
Kırılır gönlüm, mahzunlaşır,
Özümü, sözümde arar sergilenişlerim
Özlemle tutuşarak yankılanır
Gurbet te giryan eden ruhun tecellisi mi,
Ayrılıkların yansıması mıdır?
Geçmek bilmeyen düşünceler, endişelerim, Gerçekliğimin ön savunmasıdır.
Kırılan hayatlar durağında karşılanan,
Her yolcunun, yalnızlık, baş yoludur,
Elem çekmiş bedenlerin,
Memleket hasretine uzanışı,
En çok arzusudur
Sen yoksan, bir daha dönemem,
Gidemem hapsolmuş suskunluğuna,
Ya sen özünden savrul bana doğru gel,
Ya da ben döneyim sana
Her serenatta yâd ederiz geçmişi her gün,
Gurbeti yaşarız düşlerimizde,
Ömür dediğin yerde,
Unutulamaz hiç sevgin,
Kilo metrelerce ötelerde
Bu şehrin kaldırımları ağır gelir bana,
Her sabahım keder, özlemle dolu,
Nahoşluğumun yankısı vurur kızıllığıma,
İlmek ilmek işler, bulur yolu
Cemreler düşer, fırtına kopar, şimşekler çakar, Sevginin en tatlı yarasına,
Uzaktan bir anne sesi duyulur,
Bitmeyecek rüyanın düşer yanı başına
Yitirilen umutlar takıldı rüzgârıma,
Nefessiz kaldım yabancı diyardan,
Bıraksalar solacaktım,
Kopacaktım;
Gurbet denilen ağacın en alt dalından
Bir gökkuşağı çıkıverdi öteden,
Köşe başında sessizce kayboldu zaman
Sen miydin anne?
Sen miydin baba?
Hasret çektiğim hatıralarıma gelen o an
Saatim kurulmuş,
Sensizliğin son halvetine,
Geçmiyor zaman ki, unutasın!
Vazgeçtim hanümanımdan,
Yeter ki, yıldızlarla bir mektup,
Bir haber uçurasın
Hasret türküleri besledim sana,
Her melodimde,
Umut yazdım kalbine doğru,
Sensizliğimde öğrendim,
Gurbetin gecelerinde,
Bitmeyen metanet yolunu
Yıldızları gözlüyorum geceleri
Her birine ayrı isim koydum gönlümce
Hiç tadı yok yalnızlığın,
Dert, kasavet, tasa dolu,
Sevdiğini göremeyince
Başka diyarlar ağır geliyor yüreğime,
Taşmak, koşmak, haykırmak istiyorum,
Gurbet çiçeğinin dalından sıyrılıp,
Sana doğru tomurcuklar gönderiyorum
Gözyaşlarımda birleşiyor yağmur taneleri,
Yârime doğru hızla akıyor
İçimi üşütüyor bu gurbet,
Özlemim büyüdükçe, yüreğim sessizleşiyor
Hasret sancılarına nöbet tutuyorum,
Sensiz, vatansız, sessiz ve kederliyim
Kim bilir kaç mevsim, kaç dakika,
Kaç saniye sürecek ızdırabın hükmüyüm
Sevda pınarından bir kâse,
Ggönül yarası akıyor kalbime,
İçim yanıyor, yılların hasreti çökmüş yüzüme,
Ayrılıktan solmuş benzim, şikâyet ediyor
Kanadı kırık arı gibi özümden vızlıyorum
Yaşamın akışına doğru,
Kavuşalım sevdiceğimize,
Bitsin artık bu gurbetin bitmeyen çile yolu