Ölümü Bilen Bilir Yaşamı

Kerim Çalışkan
33

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ölümü Bilen Bilir Yaşamı

Şiir şiirlikten çıktı...

Çöle düşen yağmur damlası gibi mucizevi ölüm sessizliği
yalnız düşülen yollar
ve son durak dönülmez duraksanmaz gidişler
peş peşe süratle kesilmeden nefesler
koş koş nereye bu telaşlar
yaşamdan bir an önce dönmek nedir arkadaşlar
neye sattık ne için aldık bu hayatı ölüme satarda yoldan kaçar
bu hangi naçar

Çıkmazın eteğinden dökülen duygular
perçem perçem
gönül çeperi oyuk oyuk
foseptik kuyularında kalmış düşünceler
ne neyin için neyin uğruna bu haller
aklımda kırk satır yoluma vurulmuş kırk katırın hesabını yapa dursun
bendim satılmış ruhum çürümeye dursun
kalk diye işiten kulaklar
incecik kesilmiş dudaklar
ve arşın arşın gök yüzünde hayaller
çıkmazın çıkmaz sınırları içerisinde gezinen düşünceler
hangi çıkmaz duvara toslar
akıl kuyusu çok derin olur
düşen ölür hiç olur
kalkan cahil kaçan aptal olur
yokluğun uğruna hiçlik satılır mı pazarda
kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali
tavuk uğruna kazdan vazgeçip koşmak yokluğa
yoklukta yokluk yok sonu ucu bucaa
varır o yolun sonu sonsuzluğa
bileydin çıkmazdın mangalara
atılmazdın yokluk kapılarına

Ölümü bilen bilir yaşamı
ölümü bilmeyen hiçi yokluğa satanı
kolayı zora katanı
yaşamı bilen bilir ölümü tadar doğuran kazanı
görür çukur kazanı
üç gül misali dün bugün yarın
kırarsan kanadını
kırmazsan dikenini
tohumu çiçek açanı
döngü öyle böyle senin isteğin dışında kurulu
dönme yoldan bul yoluna yoldaş katanı
sat satanı
satma vatanı

Aklım çeperi buzullarda kışlar
donuk donuk yazılan parçalar
ruhsuz her yerde her derde bakışlar
aynaya bakmaya mecal
varmaya soluk
sözler hep boğuk boğuk
dönüp arkanı baka dur karanlığa
ve aç ellerini arşa
seyre dur marsa
hakkın batılı
bugün dünün batımı
yarına varımı
değirmi dediğin düşünce değil mi eğreti
sönük sönük davranışlar
anaya babaya yabancılar
tek gözü kapalı teki açık bakar
bakar karanlığa dalarda halvete uçar
misali misalinden öte yazgının
yazgısı algının algısında nakışlar
düz taban yokuşlar
yabancı kaldı uçmaz martılar
köpüklere dala dururken sarkıp sarkıp çocuklar
gemi denizi kucaklar
ardışık dövüşür de sular yarar
kime ne katar
kim hayatını yoka satar
yapma dalma derin sulara
dalsan da sulara
balıklar suda yaşar
ama
sen yaşamazsın suda
havada kanat vuramazsın karada
senin yerin karada
hemi üstü hemi altı amma
girme yok yere altına
madenci baka durur altına
satar satar da malına
sen canını satma yokluğa

Çözümü pek bu işin
gidişi tek bu bitişin
her günü ayrı sevişin
ölümü dirimi ruhu kevgirde eleyip torağa erişin
torba büyük alır içine çoğunu
erkenden boğumu
bağlama
bağladıysan aç ve bak
değil mi dünün doğumu
dün doğdu diye bugün ölmez
bugün ölelim de yoldan mı dönelim

Nedense sevemedim mangaları
halatı
boğumu sehpayı
arştan seyir güzeldir
seyir için mansur olmak gerekir
yol olmak gerekir
yoldan olmak gerekir
düz taban yokuşlara koşmak gerekir
kendinden bitip tükenmek gerekir
sönmek gerekir
yanma yanan mumum yananına
kimseye kalmaz boğum izi
yeni bir hayat kurar doğum izi

Kerim Çalışkan
Kayıt Tarihi : 1.3.2017 22:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kerim Çalışkan