Bütün şiirler yazılmış meryem ana.
İşlenecek duygu kalmamış, eskilere benzeyen.
Kıblemin ardı görünmez oldu
Sütünü kestigin günden beri.
Bir hasrete prangalıyım
Gelsen çözülecek yaram belki.
Ve bana ait bir pencerem vardı bu dünyada,
Bir yüzsüzlüğü uçurumlarıma açılan
Bir sürgüsü umutlarıma sonuna kadar örtülen.
Buğusunu yazlara saklayan, baharlardan kışlardan çalınmış.
Küs canımı ruhuma dokuyan pencerem,
Topraksız bedenim, camlarını lekelerken... Ve beni ben gibi gösteren bir pencerem vardı bu dünyada...
Sigara izmaritleriyle bezenmiş şehirler
Mevsimlerin en soğuk tonlarında
Kül rengine boyanmış
Küllerinden doğmuş gibi.
Kanatları yolunmuş kuşlar,
Hastalıklı günlerden geçiyoruz Zerya!
Avuç içlerimize işleyen öfkeler,
Göğsümüzde derin yaralar açıyor.
Bir düşünceden başka bir düşünceye,
Gidecek yolumuz yok bu karartıda.
Yarına hangi sokağın önü tutulur?
Bir dünya yol gidildi bir adımdan geriye.
Ölüler, geçen mevsimlerin
Karartısında yitirdi özlem grilerini.
Mavilikler, gökyüzüne
Hapsedileli yıllar olmuşken,
Gökyüzünde umudu arayanlara
Tadımız kalmadı, yüreğimiz hep bir ertesinden hasarlı.
Dualar ile kutsanmış bir masal diyarında
Dizlerinin üstüne çöken lemuryalı da insan mı? Yerlerin göklerden alacağı var!
Mevsimlerden kışın,
topraktaki azotun,
İnsanlardan aşıkların,
Tepende çırpınan bulutlar,
Mavi gökte utanılası bir leke gibi.
Yürüdüğün yollarda,
İsminin zikredildiği her dudakta,
Ve ezmeden,
Mahpus,
Cehennemden kalma bir gelenektir.
Üç başlı yabası olmayan,
Zebaniler taşır vicdanına har'ı.
Ağustos'ta üşütür,
Duvarları zemheriden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!