Çamlıca’da iki kuş gezer
Yaşama nokta gibi düşer gölgeleri
Uzak kıyılardan gemiler geçer
Zakkum kokusu rüzgarında hafif
Beykoz’da dilenen çocuk gözleri
...saat dört
dört koca duvarın
dilsiz kucağından düştü adın,
adım adım,adının ardındayım.
faydasız...
bir tek harf bile dönüp bakmadın.
Hayat öyle bir şey ki
Sanki tahterevalli
Bir iner bir çıkarsın
Ya, böcekle dost
Ya, bulutla arkadaş.
Tüm iniş çıkışlarda
Mektup arkadaşlığıydı aşka dönüştü
“Dostlukla” sınırlandırılmış iki mahkum oldular zamanla
Biri liseli kız
Diğeri yakışıklı bahriyeli
Mavisiyle deniz
Beyazıyla martı şahitti
Göz yaşlarım içime akıyor,
yabancıların elleri elimde.
Arıyorum ıssızlığında sahteliğin
Yoksun!
Hangi kapıyı açsam,
yasaksın.
Çin'de
Kargaşık kurgaşık
Çin mahallelerinin birinde
Gözlerin iyice çekikleştiği
kadın yüzlerinde,
kapat gözlerini,
Soğuk bir rüzgar sarmaladı
terk ettiğin sokakları.
Akşam çöktü / vakti değil di oysa ki.
Islak kaldırımlar
sokak kedilerine kucak açmış,
evinin duvarları
DÜŞÜM SEVGİLİM!
Birer beyaz martı gibi göklere hakim
Yere düşünce yenik zamana
Bacak arasından dünyayı selamlayan
küçük başlar gibi
önce itirazcı
Küle döndüğün gün
doğduğum gündü.
Annemin karnından
babamın sırtına bindi yüküm.
Sıcacık kor’dum
aşkın ateşiyle,
Bir gül sevdim
Her vakit başka elde açar
Ben ne vakit arasam
Adım adım öte kaçar
Bana hasret verir
Gayrısına neşe saçar



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!