Umut ile girdik işe
Günden güne eriyoruz
Canımızı taktık dişe
Unu ipe seriyoruz
Pazarda yetmiyor para
Her yılın sonunda yeni senede
Dünyayı kuşatan barış isteriz
İçimiz kararır ama yine de
Ufkumuz ışıtan duruş isteriz
Kaplasa da günü puslu bulutlar
Toprak senin neren kara
Bilmeden laf atıyorlar
İnsanların derdi para
Parselleyip satıyorlar
Ana derken vatan derken
yükseklerde uçuyordu,
yıldızlar yırtmıştı gömleğini
sonra düşünce yere
çok kötü kırmıştı çömleğini...
-I-
sessiz bir akşamın ıssızlığında
burdu yüreğimi
anıların acımasız merdanesi
sensiz bir gecenin koyuluğunda
Kaçkar'ın düzlerinden, yücesine çıktıkça...
Yaş damlar gözlerimden, enginlere baktıkça.
Anılar pare pare, süzülür derelere;
'Kiskim' yine biçare, gidersin nerelere.
Perçemli yokuşlarda, dolaşmışım küfeli.
Şehrimizi sevmekle, başlar vatan sevdamız
Ondandır ki; ölmekle, son bulmuyor kavgamız
Ana, bacı, kardaş, yâr; savaşan her neferde
Şehitlerin kanı var, bu mukaddes zaferde
İman yürek içinde, hiç sönmeyen nur imiş
Gezdim dağlarını, köyü, kentini
Gördüm ki ne mümkün sana esaret
Direnip kurtarmış kendi kendini
Yürekte bin coşku, yüz bin cesaret
Cennetten bir bahçe, her ayrı bölüm
Aslında Kerem'den Mecnun'dan belli
Kimi aşka mahkum kimi de kadı
Ferhat'ın dağından bak bundan belli
Biraz da suskudur ölümün adı
Gıybet edenlere kırılmadık mı
Kırdı bacağını kurdu bağdaşı
Çekti bir duman, sustu
İsli bıyıklarının altından!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!