Ebe olsam, Kapansa gözlerim.
Kör ebe olsam..
Uzatsam ellerimi,
Arasam Seni ve bulsam..
Karanlıklarda…
Karanlık dünyamda elimi tutsan
Hatırladığımda Seni, buz kesiyorum..
O kadar soğuksun ki..
Tırnaklarım mosmor,
Ve dudaklarım da morarıyor..
Kendi ölümüme inanmadığım için miydi?
Ellerim mosmor
Damarlarından geçen ilacın peşinde hala
Yakalama derdinde
Canını yakan her şeyin yakasına yapışıp hesap soracak kadar sinirli ellerim
Sinirli mor renginde, biraz aç, susuz, kuru biraz ellerimin dudakları
Hayal kurmak gibi Seviyorum Seni,
Senli düşünceleri,
Seninle ilgili her şeyi,
Sen olduğun için!
Sen de Severdin Beni böyle,
Mavi’ye kanamamış bir kavmin çocuğuydum ben,
Işıklarım kaybolduğunda.
Gözlerimden düştüğünde; ışıklar,
Sen yerde can çekişiyordun.
Önce uzaklık düştü gözüme, Sonra Ayrılık…
Geberesi,
Sen gittin ya,
Öyle bir gebermek geliyor ki içimden..
Böyle içimdeki büyümeyen çocuğu önce büyütmek,
Sonra hemen yaşlandırıp öldürmek..
Sesin semâ'da, zihnimde yankılanırken,
Söylediklerinin her hecesi kulağımdayken,
Her hücreme bu kadar nufûz etmişken,
Nasıl gidersin?
Kendime bakmaya cesaretim yok,
Kendimi Senden uzaklaştırmaya çalıştığım her nokta da (...)
Biraz daha yaklaşıyordum Sana..
Yüreğime yaklaşmaya çalışan; Yalnız Kalplere izin veriyordum..(!)
Kalbini kovmak için; Kalbimden ! ..
Ama olmuyor işte..
Sızlanma artık…
Son düşmelerim de bitti..
Son düşlerimde uçtu..
Kurtuldun…
O kayalıkları,
Her şarkı ayrılığın senfonisini çalıyor kulaklarımda,
Açık ve net son söylenen cümleler,
Bir 'Hoşçaka', bir 'Kendine İyi Bak'
Bir kaç cümleye sığıyor sanki tüm yaşanılanlar ve yaşanılamayanlar,
Ben Seni hep en yaşanılası olarak gördüm..
Herşey Sen de Yaşanmalı...
Tüm şiirlerini beğeni ile okuduğum bir şairdir. Şiirlerinde sanki hayatından kesitler var gibi... Kalemin hep yazsın, durmadan yazsın. Sevgiyle kal arkadaşım.