Kültür Sanat Edebiyat Şiir

tek tanrılı dinler sizce ne demek, tek tanrılı dinler size neyi çağrıştırıyor?

tek tanrılı dinler terimi Cem Nizamoglu tarafından tarihinde eklendi

  • Sefa Genç
    Sefa Genç

    'ALLAH KATINDA DİN İSLAM'DIR.' (ali imran 19)
    İSLAMDAN BAŞKA BİR DİN YOK TUR HEPSİ SAPIK DİNDİR.
    TEK İLAH SADECE İSLAM'DA VARDIR.DİNLER KELİMESİ KÜFÜRDÜR. İSLAMDAN BAŞKA DİN OLDUĞUNU SÖYLEYEN KAFİR OLUR.

  • Erdem Ülkün
    Erdem Ülkün

    Tek Tanrılı dinlerde cennetlerinde de ruhsuz addettiğimiz hayvanlara yer yokher şey bizim için Tanrılarımız yamyammış gibi onlara insan kurban ettik.Onları insan hatta hep erkek olarak hayal ettik.

  • Emre Utku
    Emre Utku

    lütfen Sureleri okumadan tam karar vermeyin.
    tşklr...

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    ''Tek Tanrılı Dinler'' terimi sav değildir, ibaredir (kalıptır) ...

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Evet belki bir zamanlar diğer şeriatlarda Allah diyordu ama dinlerin bozulmasıyla kelimelerde bozulmuş,çarpırtırılmış ya da unuttulmuştur lakin ne kadar bozulsalarda hala ortak yönlerimiz vardır, bunlardan birisi de sadace tek bir Tanrı'ya inanmamızdır. Tanrı kelimesi yapısı bakımından çoğaltılabileceği için ve Allah kelimesinin özel olduğunu kabul ediyorsak ve de sanki çoğaltırmış gibi ''Tek Allah'lı Dinler'' diyemiyeceğimize göre ''Tek Tanrılı Dinler'' deyip basit bir genelleme yapılmasında bir kötülük yoktur.

    Dikkat edin ki bazen çok kesin (keskin) çizgiler çizer gibi konuşma yaparken Allah adına hüküm vermeye gidilebilinir o yüzden toleranslı olalım. Zorlaştırmayalım kolaylaştıralım lütfen...

    Allah birdir ve O'ndan başka tanrı ya da ilah yoktur...

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    Kardeşimiz biraz heycanlı ama

    'La ilahe illallah' yani 'There is no God but Allah'
    'Allah'tan başka (hiçbir) Tanrı yoktur' anlamına gelir ki O'nun yerine konulan hiç bir ilahı kabul etmez. 'Tanrı yoktur sadace Allah vardır' sözünden yola çıkalarak yanlış anlamlar çıkartılabilir zaten cümlenin yapısına ve vermek istediğie mesaja uymaz.

    İsra Suresi, 110. Ayette 'De ki: 'İster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na hastır.' denmesiyle de güzel isimler haricinde bir kısıtlama getirelemez. İsteyen Tanrı der ya da Allah ya da herhangi ikisinden biriyle dua eder; kabulu Allah'a kalmış... Tanrı kelimesi de çirkin bir kelime olmadığına göre insanları bazı konulardan soğutmaya gerek yok.

    ve lütfen derdinizi güzel bir dille anlatmaya çalışın, dini tekele alır gibi konuşmak kişiyi hatasından daha büyük yanlışlıklara götürebilir.

  • Hakan Temiz
    Hakan Temiz

    Tanrı olmadığı için tek tanrı çift tanrı diye bir terim de olamaz bu yüzden bu açıklamayı cahilce buluyorum ve aydınlatma maksadıyla açıklıyorum ANCAK ALLAH VARDIR. Tanrının olmadığını bize islam dini anlatmıştır. ama anlayana. fransızca da DİYÖ
    İngilizcede GOD
    Almancada GOAD
    Arapçada İLAH
    TÜRKÇEDE TANRI
    VE diğer dillerde başka kelimeler ile bunlar yazılıp okunur ama işaret edilen yaratan değildir. tapınılacak bir varlığın işaretidir. ama ALLAH ismi
    kesinlikle başka bir dile çevrilemez.Yani
    THERE IS NO GOD ONLY ALLAH dendiği zaman LA İLAHE İLLALLAH Anlaşılmalıdır.

  • Cem Nizamoglu
    Cem Nizamoglu

    *... İslam dünyasında İslam'ın diğer dinler hakkındaki görüşlerini inceleyen ve bu konuda yeni bir bakış açsı ortaya koyan çalışmalar görülmeye başlanmıştır. Bu çalışmalara, Türk okuyucusunun ''Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması'' eseriyle tanıdığı Mahmud Ebu Reyye'nin Dinu'l-lahi Vahidun Ala Elsüneti Cemii'r Rusul (Bütün Peygamberlerin Diliyle Allah'ın Dini Tektir) isimli kitabı örnek gösterilebilir.(1)

    Ebu Reyye bu eserinde Yahudi ve Hristiyanların kafir ve müşrik olmayıp Kitap Ehli olduklarını, kişinin akidesine şirk, küfür ve iman noktalarında hükmetmenin hiç bir mahlukun yetkisinde bulunmadığını(2) , kişinin kurtuluşunun belli bir dine bağlı olmakla değil, ancak sağlıklı bir imanla mümkün olacağını(3) müslümanların bir takım yapmacık hareketlerle kendilerini diğerlerinden temyiz etmelerinin İslam'da bulunmadığını(4) , belirtikten sonra, Cemalleddin Efgani'den bir nakilde bulunur. Bu nakilden, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'ın temel amaçlar yönünden müttefik oldukları yorumu cıkarmakta(5) ve Efgani'ye bir gün geleceğin dininin ne olacağının sorulduğunu, bu soruya karşılık Efgani'nin Bakara Suresini'nin 62. ayetini okuduğunu nakletmektedir. Bunun ardından Ebu Reyye şu yorumu yapmaktadır ''Seyyid Cealeddin'in bahsettiği ve insanların ileride ulaşacakları bu din anlayışı, şu üç esasa dayanmaktadır: a- Allah'a iman, b- Ahirete iman, c- Salih amel işlemek''(6)

    Aynı şekilde Türkiye'de Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerine İslam dünyasındaki geleneksel yaklaşımdan farklı bir yaklaşım tarzı ortaya konulmuş. Ebu Reyye'nin ileri sürdüğü görüşler yinelerek, kurtuluşun belli bir dine mensubiyetle değil, buna mukabil kişinin kurtuluşunun hangi dine mensup olursa olsun, Allah'a ve ahiret gününe iman ve mensup olduğunu dinin öngördüğü şekilde iyi amellerde bulunmakla olacağını ortaya koyan fikirler ileri sürülmüş ve bu fikirler tartışmalara neden olmuştur(7) .

    İşte böylece varılan bu aşamada, konun bilimsel bir tarzda ve bilimsel bir metodla ele alınıp Kur'an'dan araştırılması, önem kazanmış bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı ise, Kur'an'nın Yahudilik ve Hiristiyanlık dinleri ile ilgili görüşünü olabildiğince objektif bir yaklaşımla derli toplu bir şekilde ortaya koyabilmek ve bu tür tartışmaların sağlıklı bir zemine oturtulmasına katkı sağlayabilmektedir.*

    Kaynaklar:
    * Şevket Kotan, ''Kur'an'a Göre Yahudi ve Hristiyanlığın Gerçerliliği Sorun'', Yüksek Lisans Tezi, Dr. Salih Akdemir, Ankara,1994...
    (1) Bu kitabın sayfa sayfa yapılmış bir özetini temin edinebilindiği halde, kitabın kendisini temin edelemmemiş. Bu özetin üzerindeki notlardan kitabın Mısır'da, Daru'l-Kütüb'de basıldığı görülmektedir.
    (2) Ebu Reyye, Age, s.74-75
    (3) Aynı Eser, s.32
    (4) Aynı Eser, s.58-59
    (5) Aynı Eser, s.109-125
    (6) Aynı Eser, s.127
    (7) Bkz. Süleyman Ateş, Cennet Kimsenin Tekelinde Değildir, İslam Araştırma Dergisi, Cilt 3, Sayı 1, Ankara,1989. Sülayman Ateş'in bu makalesi üzerine aynı derginin 3. sayısında (1989) Talat Koçyiğit ''Cennet Mü'minlerin Tekelindedir'' isimli bir makale yazarak bu görüşlere karşı çıkmıştır. Ardından, Süleyman Ateş yine aynı derginin 4. cildinin 1. sayısında (1990) ''Cennet Tekelcisi mi'? ' isimli makalesiyle bu tartışmayı sürdürmüştür...