Cem Uzanı telef eden sayın Taywip Erdoğan hazretleri acaba bulaşmadığı pislik kalmayan Aydın Doğan beyefendi için ne düşünüyor! Çok dürüst! Erdoğan hazretleri hükümeti neden doğan holding için bir araştırma gerçekleştirmiyor.
Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP bir medya grubuyla işbirliği içinde” sözlerine Doğan Grubu çok sert tepki gösterdi. Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök, Erdoğan’ın çevresindeki bütün yakınlarına tek tek telefon açıp, “Lütfen bu grup hangisiyse açıklayın” demiş. Milliyet’te Mehmet Y. Yılmaz “Basında herhangi bir kişi veya grup yasalara uygun olsa bile ahlak kurallarına uymayan, basın etiği ile bağdaşmayan bir işbirliği yaptıysa ve Recep Tayyip Bey de bunu bildiği halde hala açıklamıyorsa namerttir” demiş. Ciddiyetini bildiğimiz İsmet Berkan Radikal’de Tayyip Erdoğan’ın basit bir televole taktiği yaptığını ve elinde belge bulunmadığını iddia etmiş. *** Bu üç genel yayın müdürünün yazılarını hayretle okudum. CHP’nin kendi patronlarıyla bırakın basit bir işbirliği yaptığını, dolaylı ortak olduğunu bilmiyorlar mı? Doğan Grubu İş Bankası ile İş-Doğan ortaklığını kurup beraber POAŞ’ı satın aldılar. Biliyorsunuz, şimdi de küçük ortakların ve kamunun menfaatini hiçe sayacak bir şekilde İş-Doğan ile Petrol Ofisi’ni birleştirmek istiyorlar. Öte yandan, CHP, İş Bankası’nın çok önemli bir ortağı! CHP’nin İş Bankası yönetim kurulunda 4 üyesi var. Bu üyeler de bildiğim kadarıyla CHP listesinden milletvekili adayı oldular. POAŞ ve İş-Doğan’ın durumu Doğan Grubu’nu çok yakından ilgilendiriyor. İş-Doğan’ın bankalardan aldığı kredilerin teminatları eksik; her ay 10 milyon doların üzerinde faiz yükü var. Yani, İş-Doğan, POAŞ birleşmesi hem Aydın Doğan, hem İş Bankası ve dolayısıyla CHP için çok önemli. Bu durum İş Bankası üzerinden Doğan Grubu ile CHP’nin bırakınız işbirliğini “dolaylı bir ortaklık” içinde olduğunu göstermiyor mu? Bir ikinci konu, Doğan Grubu’nun ve Sabah’ın sahibi Turgay Ciner’in İş Bankası’ndan kullandığı krediler. Hem Aydın Doğan, hem Turgay Ciner İş Bankasın'dan yüz milyonlarca dolar kredi kullanıyorlar. Bu kredilere de CHP’li 4 üye imza atıyor… CHP’nin İş Bankası üzerinden iş dünyası ile ilişkileri Aydın Doğan ortaklığı veya Turgay Ciner kredileri ile de bitmiyor. Bir kötü örnek de Aria. İş Bankası Aria’nın yüzde 50 ortağı, CHP de İş Bankası’nın ortağı. Yani Aria’nın dolaylı ortağı… CHP diyelim ki iktidara geldi, Türkcell ve Telsim’e karşı Aria’yı kollamayacağına nasıl emin olacağız? Doğan Grubu’nun 3 gazetesi Hürriyet, Milliyet ve Radikal’in genel yayın yönetmenleri daha neden bahsediyorlar Allah aşkına. Yukarıda anlatığım durum televole taktiği mi, ahlak kurallarına ve basın etiğine uyuyor mu? ****
Şimdi benim kendilerine bir sorum var: Seçimlerden sonra “Siyasi Partiler Kanunu” ele alındığında “Siyasi partiler hiç bir ticari şirkete veya bankaya direkt veya dolaylı olarak ortak olamazlar” diye bir madde konulmasını destekler misiniz? Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir siyasi parti bir ticari bankaya, hem de memleketin en büyük ticari bankasına ortak olabilir? Doğan-İş Bankası-CHP ortaklığı gözünüzden kaçıyor da, mesela Necmettin Erbakan ve Saadet Partisi bir bankaya ortak olup sonra da bu bankadan Milli Gazete’ye kredi verseydi ne yapardınız? Sizin durumunuzun bu örnekten ne farkı var? *** Sorduğumuz “CHP’nin İş Bankası’na ortaklığı makul mu? ” sorusuna vercekleri basma kalıp cevap belli: “İş Bankası hisseleri Atatürk’ten miras kaldı! ” İyi güzel de Sümerbank da Atatürk’ün mirasıydı. Yine Atatürk’ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği’nin büyük bölümü parçalanıp satıldı. CHP’nin sahip olduğu İş bankası hisseleri kanunla korunan Atatürk ilke ve inkilapları arasında değil. Zaten CHP’nin kendisi de ambleminde ki altı okla temsil edilen Atatürk ilkelerinden vazgeçtiğini söyleyip duruyor… Özelleştirmenin önemli savunucusu Derviş, CHP saflarında… Doğrusu bankacılık sistemini allak bullak eden Derviş’in de bir siyasi partinin ülkenin en büyük ticari bankasına ortak olmasına, dolaylı olarak medya ve iş dünyasıyla ortaklık kurmasına, kredi kararlarına imza atmasına ne dediğini merak ediyorum. CHP, Baykal ve Derviş’le röportaj yapan birileri sorsa da öğrensek. Hoş, şimdi öğrenmesek de 3 kasım’dan sonra öğreneceğiz Emin Şirin (Ekim 2002) www.haberx.com
DOĞAN YAYIN HOLDİNG A.Ş in en önemli gazetesinin yazarlarından Emin ÇÖLAŞAN'ın 10 MART günü Hürriyet gazetesinde TAYYİP hakkında yazdığı yazı:
Başbakan'ın şirketleri vergi affında!
SEVGİLİ okuyucularım, bundan birkaç gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlunun şirketleri ve özellikle kendileri tarafından devlete ödenen vergi miktarını sormuştum.
Aradan günler geçti, ses yok! Demek ki vergilerini açıklamak istemiyorlar! CHP Diyarbakır milletvekili Mesut Değer bu konuyu Meclis gündemine taşıdı. Önerge verip bu soruların yanıtını istedi. TBMM Başkanı Bülent Arınç önergeyi uygun bulup işleme koyduğu takdirde rakamları öğreniriz. (Çünkü bazı önergeleri geri çeviriyor.)
Ortada tuhaf bir durum var. Bir başbakan kendisinin, maliye bakanı oğlunun vergilerini gizleyince, akıllara başka sorular geliyor.
Şimdi konunun bir başka boyutuna bakalım, bazı rakamları gündeme getirip Recep Tayyip Erdoğan'a yeniden soralım. Soruların özü şu:
‘‘İktidarınız tarafından çıkarılan vergi affı yasasına sizin şirketleriniz de girdi mi? Girdiyse niçin? ’’
Bu aşamada elimdeki verileri sizlere aktarayım. Eğer bir yanlışım varsa, Başbakan veya ilgili kişiler açıklama gönderir ve size buradan iletirim.
Maaşıyla geçinemediğini, o nedenle ticaret yaptığını söyleyen Başbakan'ın ortak olduğu 4 şirket var. Bunlar Ülker bayiliği, gıda alım satım ve dağıtımı yapıyor. Son olarak Yenidoğan Pazarlama A.Ş. Aralık 2003'te kuruldu. Bu şirketin şu anda vergiyle ilişkisi yok. Öteki 3 şirketine bakalım. Rakamları yuvarlak veriyorum:
***
Emniyet Gıda San. ve Tic. A.Ş: 1999 için 74 milyar kazanç gösterip 19 milyar vergi ödemiş. 2000 yılı beyannamesinde vergiye tabi geliri yok. 2001'de 850 milyar, 2002'de 1 trilyon 127 milyar kazanç bildirmiş. AKP Şubat 2003'te vergi affı yasası çıkarınca başvuruda bulunup matrah arttırımı denilen inceleme affından yararlanmış. Bu ne demek? Bir şirket herhangi bir nedenle vergi incelemesinden kurtulmak istiyorsa, incelenmesinden korktuğu yıllar için yasada yazılı tarifeye göre ek bir vergi ödüyor ve o yıllar için vergi incelemesi yapılmıyor. Yani bu şirket trilyonlarca lira vergi kaçırmış bile olsa, incelemeden kurtulmuş oluyor! Hiçbir güç bir lira bile ceza kesemez.
İhsan Gıda Pazarlama Ltd. Şirketi: Başbakan'ın bu şirketi de AKP'nin vergi affından yararlanmış. ‘‘1998-2001 dönemini incelemeyin’’ diye ek para yatırmış ve af kapsamına girmiş. Aynı şirket 2000 ve 200l yıllarında ‘‘Vergiye tabi bir kuruş bile kazancım yok’’ diye beyanda bulunmuş! Gelir olmayınca vergi de ödememiş! Ancak yine de vergi incelemesinden kurtulmak istemiş ve af yasasındaki asgari tarifeye göre 2000 yılı için 8, 2001 yılı için 11 milyar lira gelir (matrah) beyan edip 1998 ve 1999 yıllarıyla birlikte af yasası vergisini ödemiş!
Böyle olunca da, Başbakan'ın ortak olduğu bu şirket de 1998-2001 dönemini kapsayan vergi incelemesinden otomatik olarak kurtulmuş. Bu şirketler trilyonlarca lira vergi kaçırmış bile olsa bunun hesabı artık sorulmayacak, bir liralık bile vergi ve ceza kesilmeyecek! .. Çünkü inceleme muafiyeti kazanmış oldu.
İhsan Gıda Pazarlama A.Ş: Bundan öncekiyle ismi aynı. Ancak önceki limited, bu anonim şirket. Bu şirketin vergi affı açısından durumu da, öncekilerle aynı! 1997-2001 döneminde 20 ila 82 milyar lira kazanç gösteriyor. Kazancı 2002 yılında 204 milyar liraya fırlıyor. Şirket aynı yöntemle af yasasından yararlanma başvurusu yapıyor, istenen en düşük vergileri ödüyor ve bu yolla vergi incelemesinden kurtulmuş oluyor.
Şirketlerin tamamının vergi affından yararlanması acaba rastlantı mı!
***
Başbakan'ın şirketlerinden gelir elde edebilmesi, bu şirketlerin kár dağıtmasıyla mümkün oluyor. Alınan kár payının da Erdoğan tarafından vergi dairesine beyan edilip gelir vergisi ödenmesi gerekiyor. (Aynı durum Unakıtan'ın oğlu için de geçerli.) Bu anlamda bir gelir vergisi ödendiğine şu dakikaya kadar rastlanmadı. Kendileri de burada yaptığım çağrıya uyup ‘‘Şu yıllarda şu kadar kazandık (ya da zarar ettik) şu kadar gelirimiz oldu, şu kadar vergi ödedik’’ demediler!
Çağrımı burada yineliyorum. Lütfen bu sorulara kamuoyu önünde net ve somut yanıt versinler. Devleti yönetenlerin ödenen (veya ödenmeyen) vergilerini gizlemesi yakışık almıyor. Böyle bir konuda suskun kalma hakları yok.
Ve son soru: İktidar vergi affı yasasını hangi nedenle ve kimler için çıkarmış? ! -- Bu köşe yazısından sonra Aydın Doğan tarafından Çölaşan'a izne çıkması tavsiye edilmiştir.Bugün yaklaşık 1 hafta sonra Çölaşan tekrar Hürriyette yazmaya başlamıştır.
O Bu ülkeyi % 37 lik bir kriterle yönetme $ansına sahip olan... Devletimizin hazinesinden kredi alan geri ödemeyen... Daima birilerinin üzerine gidip birilerinin olaylarını örtbas eden..
dogan yayıncılık = yahudi köpekliği
Cem Uzanı telef eden sayın Taywip Erdoğan hazretleri acaba bulaşmadığı pislik kalmayan Aydın Doğan beyefendi için ne düşünüyor! Çok dürüst! Erdoğan hazretleri hükümeti neden doğan holding için bir araştırma gerçekleştirmiyor.
VUSLAT DOĞAN SABANCI:
Aydın Doğan ve Sema Doğan'ın kızı. Sabancı Ailesine mensup Ali SABANCI ile evli. İki oğlu var. Hürriyet İcra Kurulu Bşk. Yrd
Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP bir medya grubuyla işbirliği içinde” sözlerine Doğan Grubu çok sert tepki gösterdi.
Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök, Erdoğan’ın çevresindeki bütün yakınlarına tek tek telefon açıp, “Lütfen bu grup hangisiyse açıklayın” demiş.
Milliyet’te Mehmet Y. Yılmaz “Basında herhangi bir kişi veya grup yasalara uygun olsa bile ahlak kurallarına uymayan, basın etiği ile bağdaşmayan bir işbirliği yaptıysa ve Recep Tayyip Bey de bunu bildiği halde hala açıklamıyorsa namerttir” demiş.
Ciddiyetini bildiğimiz İsmet Berkan Radikal’de Tayyip Erdoğan’ın basit bir televole taktiği yaptığını ve elinde belge bulunmadığını iddia etmiş.
***
Bu üç genel yayın müdürünün yazılarını hayretle okudum. CHP’nin kendi patronlarıyla bırakın basit bir işbirliği yaptığını, dolaylı ortak olduğunu bilmiyorlar mı?
Doğan Grubu İş Bankası ile İş-Doğan ortaklığını kurup beraber POAŞ’ı satın aldılar. Biliyorsunuz, şimdi de küçük ortakların ve kamunun menfaatini hiçe sayacak bir şekilde İş-Doğan ile Petrol Ofisi’ni birleştirmek istiyorlar.
Öte yandan, CHP, İş Bankası’nın çok önemli bir ortağı! CHP’nin İş Bankası yönetim kurulunda 4 üyesi var. Bu üyeler de bildiğim kadarıyla CHP listesinden milletvekili adayı oldular.
POAŞ ve İş-Doğan’ın durumu Doğan Grubu’nu çok yakından ilgilendiriyor. İş-Doğan’ın bankalardan aldığı kredilerin teminatları eksik; her ay 10 milyon doların üzerinde faiz yükü var. Yani, İş-Doğan, POAŞ birleşmesi hem Aydın Doğan, hem İş Bankası ve dolayısıyla CHP için çok önemli.
Bu durum İş Bankası üzerinden Doğan Grubu ile CHP’nin bırakınız işbirliğini “dolaylı bir ortaklık” içinde olduğunu göstermiyor mu?
Bir ikinci konu, Doğan Grubu’nun ve Sabah’ın sahibi Turgay Ciner’in İş Bankası’ndan kullandığı krediler. Hem Aydın Doğan, hem Turgay Ciner İş Bankasın'dan yüz milyonlarca dolar kredi kullanıyorlar. Bu kredilere de CHP’li 4 üye imza atıyor…
CHP’nin İş Bankası üzerinden iş dünyası ile ilişkileri Aydın Doğan ortaklığı veya Turgay Ciner kredileri ile de bitmiyor. Bir kötü örnek de Aria. İş Bankası Aria’nın yüzde 50 ortağı, CHP de İş Bankası’nın ortağı. Yani Aria’nın dolaylı ortağı…
CHP diyelim ki iktidara geldi, Türkcell ve Telsim’e karşı Aria’yı kollamayacağına nasıl emin olacağız?
Doğan Grubu’nun 3 gazetesi Hürriyet, Milliyet ve Radikal’in genel yayın yönetmenleri daha neden bahsediyorlar Allah aşkına.
Yukarıda anlatığım durum televole taktiği mi, ahlak kurallarına ve basın etiğine uyuyor mu? ****
Şimdi benim kendilerine bir sorum var: Seçimlerden sonra “Siyasi Partiler Kanunu” ele alındığında “Siyasi partiler hiç bir ticari şirkete veya bankaya direkt veya dolaylı olarak ortak olamazlar” diye bir madde konulmasını destekler misiniz?
Dünyanın hangi demokratik ülkesinde bir siyasi parti bir ticari bankaya, hem de memleketin en büyük ticari bankasına ortak olabilir? Doğan-İş Bankası-CHP ortaklığı gözünüzden kaçıyor da, mesela Necmettin Erbakan ve Saadet Partisi bir bankaya ortak olup sonra da bu bankadan Milli Gazete’ye kredi verseydi ne yapardınız? Sizin durumunuzun bu örnekten ne farkı var?
***
Sorduğumuz “CHP’nin İş Bankası’na ortaklığı makul mu? ” sorusuna vercekleri basma kalıp cevap belli: “İş Bankası hisseleri Atatürk’ten miras kaldı! ”
İyi güzel de Sümerbank da Atatürk’ün mirasıydı. Yine Atatürk’ün mirası olan Atatürk Orman Çiftliği’nin büyük bölümü parçalanıp satıldı. CHP’nin sahip olduğu İş bankası hisseleri kanunla korunan Atatürk ilke ve inkilapları arasında değil. Zaten CHP’nin kendisi de ambleminde ki altı okla temsil edilen Atatürk ilkelerinden vazgeçtiğini söyleyip duruyor…
Özelleştirmenin önemli savunucusu Derviş, CHP saflarında…
Doğrusu bankacılık sistemini allak bullak eden Derviş’in de bir siyasi partinin ülkenin en büyük ticari bankasına ortak olmasına, dolaylı olarak medya ve iş dünyasıyla ortaklık kurmasına, kredi kararlarına imza atmasına ne dediğini merak ediyorum.
CHP, Baykal ve Derviş’le röportaj yapan birileri sorsa da öğrensek.
Hoş, şimdi öğrenmesek de 3 kasım’dan sonra öğreneceğiz
Emin Şirin (Ekim 2002) www.haberx.com
DOĞAN YAYIN HOLDİNG A.Ş in en önemli gazetesinin yazarlarından Emin ÇÖLAŞAN'ın 10 MART günü Hürriyet gazetesinde TAYYİP hakkında yazdığı yazı:
Başbakan'ın şirketleri vergi affında!
SEVGİLİ okuyucularım, bundan birkaç gün önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlunun şirketleri ve özellikle kendileri tarafından devlete ödenen vergi miktarını sormuştum.
Aradan günler geçti, ses yok! Demek ki vergilerini açıklamak istemiyorlar! CHP Diyarbakır milletvekili Mesut Değer bu konuyu Meclis gündemine taşıdı. Önerge verip bu soruların yanıtını istedi. TBMM Başkanı Bülent Arınç önergeyi uygun bulup işleme koyduğu takdirde rakamları öğreniriz. (Çünkü bazı önergeleri geri çeviriyor.)
Ortada tuhaf bir durum var. Bir başbakan kendisinin, maliye bakanı oğlunun vergilerini gizleyince, akıllara başka sorular geliyor.
Şimdi konunun bir başka boyutuna bakalım, bazı rakamları gündeme getirip Recep Tayyip Erdoğan'a yeniden soralım. Soruların özü şu:
‘‘İktidarınız tarafından çıkarılan vergi affı yasasına sizin şirketleriniz de girdi mi? Girdiyse niçin? ’’
Bu aşamada elimdeki verileri sizlere aktarayım. Eğer bir yanlışım varsa, Başbakan veya ilgili kişiler açıklama gönderir ve size buradan iletirim.
Maaşıyla geçinemediğini, o nedenle ticaret yaptığını söyleyen Başbakan'ın ortak olduğu 4 şirket var. Bunlar Ülker bayiliği, gıda alım satım ve dağıtımı yapıyor. Son olarak Yenidoğan Pazarlama A.Ş. Aralık 2003'te kuruldu. Bu şirketin şu anda vergiyle ilişkisi yok. Öteki 3 şirketine bakalım. Rakamları yuvarlak veriyorum:
***
Emniyet Gıda San. ve Tic. A.Ş: 1999 için 74 milyar kazanç gösterip 19 milyar vergi ödemiş. 2000 yılı beyannamesinde vergiye tabi geliri yok. 2001'de 850 milyar, 2002'de 1 trilyon 127 milyar kazanç bildirmiş. AKP Şubat 2003'te vergi affı yasası çıkarınca başvuruda bulunup matrah arttırımı denilen inceleme affından yararlanmış. Bu ne demek? Bir şirket herhangi bir nedenle vergi incelemesinden kurtulmak istiyorsa, incelenmesinden korktuğu yıllar için yasada yazılı tarifeye göre ek bir vergi ödüyor ve o yıllar için vergi incelemesi yapılmıyor. Yani bu şirket trilyonlarca lira vergi kaçırmış bile olsa, incelemeden kurtulmuş oluyor! Hiçbir güç bir lira bile ceza kesemez.
İhsan Gıda Pazarlama Ltd. Şirketi: Başbakan'ın bu şirketi de AKP'nin vergi affından yararlanmış. ‘‘1998-2001 dönemini incelemeyin’’ diye ek para yatırmış ve af kapsamına girmiş. Aynı şirket 2000 ve 200l yıllarında ‘‘Vergiye tabi bir kuruş bile kazancım yok’’ diye beyanda bulunmuş! Gelir olmayınca vergi de ödememiş! Ancak yine de vergi incelemesinden kurtulmak istemiş ve af yasasındaki asgari tarifeye göre 2000 yılı için 8, 2001 yılı için 11 milyar lira gelir (matrah) beyan edip 1998 ve 1999 yıllarıyla birlikte af yasası vergisini ödemiş!
Böyle olunca da, Başbakan'ın ortak olduğu bu şirket de 1998-2001 dönemini kapsayan vergi incelemesinden otomatik olarak kurtulmuş. Bu şirketler trilyonlarca lira vergi kaçırmış bile olsa bunun hesabı artık sorulmayacak, bir liralık bile vergi ve ceza kesilmeyecek! .. Çünkü inceleme muafiyeti kazanmış oldu.
İhsan Gıda Pazarlama A.Ş: Bundan öncekiyle ismi aynı. Ancak önceki limited, bu anonim şirket. Bu şirketin vergi affı açısından durumu da, öncekilerle aynı! 1997-2001 döneminde 20 ila 82 milyar lira kazanç gösteriyor. Kazancı 2002 yılında 204 milyar liraya fırlıyor. Şirket aynı yöntemle af yasasından yararlanma başvurusu yapıyor, istenen en düşük vergileri ödüyor ve bu yolla vergi incelemesinden kurtulmuş oluyor.
Şirketlerin tamamının vergi affından yararlanması acaba rastlantı mı!
***
Başbakan'ın şirketlerinden gelir elde edebilmesi, bu şirketlerin kár dağıtmasıyla mümkün oluyor. Alınan kár payının da Erdoğan tarafından vergi dairesine beyan edilip gelir vergisi ödenmesi gerekiyor. (Aynı durum Unakıtan'ın oğlu için de geçerli.) Bu anlamda bir gelir vergisi ödendiğine şu dakikaya kadar rastlanmadı. Kendileri de burada yaptığım çağrıya uyup ‘‘Şu yıllarda şu kadar kazandık (ya da zarar ettik) şu kadar gelirimiz oldu, şu kadar vergi ödedik’’ demediler!
Çağrımı burada yineliyorum. Lütfen bu sorulara kamuoyu önünde net ve somut yanıt versinler. Devleti yönetenlerin ödenen (veya ödenmeyen) vergilerini gizlemesi yakışık almıyor. Böyle bir konuda suskun kalma hakları yok.
Ve son soru: İktidar vergi affı yasasını hangi nedenle ve kimler için çıkarmış? !
--
Bu köşe yazısından sonra Aydın Doğan tarafından Çölaşan'a izne çıkması tavsiye edilmiştir.Bugün yaklaşık 1 hafta sonra Çölaşan tekrar Hürriyette yazmaya başlamıştır.
tekelci..
Bu ulkenin onunu tikayan en buyuk subaplardan biri...cikarip attigimiz gun hepbirlikte daha guzel bir sabaha uyanacagiz
PKK nın yanında demek ki benim için bir hiçler..
Laik, Ülkesini ve İnsanlarını Seven Bir Patronu Olan Kurulu$...
K.S = S.A
Yzn: Bu Ülkenin Uyanık Genci Kabul Etmeseniz de..! !
O Bu ülkeyi % 37 lik bir kriterle yönetme $ansına sahip olan...
Devletimizin hazinesinden kredi alan geri ödemeyen...
Daima birilerinin üzerine gidip birilerinin olaylarını örtbas eden..