Nasıl bir dünya;
yaşarken özlem,
geçmişe özlem...
Yaşarken sığamadığımız “an”lar,
sonradan sığınmaya çalıştığımız.
Var iken,
Ne bedenim tutsak edebildi beni,
ne de başkalarının hükümleri...
Demir parmaklıklar ve pranga bile,
gül bahçesinde bülbül dinlemek gibidir,
tutsağı olunan sevdanın gönül zindanında.
24 Aralık 2018
Geçen zamanın geçmeyen acısını yaşadım bugün.
Soğuk yosun kokusunu derin derin solurken,
bir yudumuna hasret çırpınan anılarımın utancını yaşadım,
yapayalnız,
bir kez daha.
Tadını doyasıya yaşamanın duasıydı tek tesellim,
Ne kadar geç oldu değil mi?
Dakika, saat, gün, ay ...
Mevsim,
Yıllar geç oldu.
Beklenen var mı zamandan,
ki,
"Ne kadar sevdin" değil,
ne kadar sevdim demeli insan.
"Git" demek vazgeçmektir.
"Kal" demek cesarettir,
yürek işidir.
"Kal" demek fedakarlık etmeye yönlenmektir,
Mektubun yine gelmedi
Meraktayım kaç gündür,
Özlemim hasretim benim,
Neden gecikti mektubun ey gönül?
Şu anda dardayım,
Bir kuyu ki gönlüm,
Sevgim dolu.
Peki nedendir bu hasret,
Sevgiye?
Bu kuyudan sunulurken
Cömertçe,
Daha önce böyle bir şey
gelmiş miydi aklına
bilmiyorum.
Ama ben hiç düşünmemiştim.
Fakat şimdi
hiç görmediğim
Önemli olan yolculuktur.
Hedefin büyüklüğü değil,
o yolda zamanı kullanabilmek,
zamanı değerlendirebilmek ve tadına varmaktır.
Bu nedenle yaşam 'devamlı yolculukla' sürmelidir.
2018
Öyle bir gün bekliyorum,
o kadar sık gelmese de olur.
Ayda yılda bir değil,
bir ömürde rastlansa da olur.
Dolu dolu geçecek,
sevgi kokacak; buram buram,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!