Dik durma pahasına, alınsa da canımız
Aksa da katre- katre, ter yerine kanımız
Âlemin merkezinde, dönerken sultanımız
Sebebine kul olan, fikrimizden caysaydık
“Ne olursan gel” diyen, Mevlâna’yı duysaydık.
Kollarımız çot oldu, sunamazken hediye
Yetmedi yük eyledik, sermayeyi kediye
Bencillik pençesinde, çarparken ben, ben diye
İsyan eden kalpleri, kafesine koysaydık
“Ne olursan gel” diyen, Mevlâna’yı duysaydık.
Atomcul duygularla, içimizde yol bulan
Enel Hakk’ı çağırırken, ruhumuzda kaybolan
Âdem ile Havva’nın, yurduna sebep olan
İblisten veraseten, tek gözleri oysaydık
“Ne olursan gel” diyen, Mevlâna’yı duysaydık.
Tövbe kapılarının, yeniden açıldığı
Şeb-i Aruz tahtından, nurların saçıldığı
Sevgi muhabbet varken, kavgadan kaçıldığı
Dostluğu, kardeşliği, tüm evrene yaysaydık
“Ne olursan gel” diyen, Mevlâna’yı duysaydık.
Bereket kesemizden, ne var ne yok bitiren
Madde mana bazında, bizden çok şey götüren
Olup bittikten sonra, nedameti getiren
“Keşke! keşke! ” demeden, emirlere uysaydık
“Ne olursan gel” diyen, Mevlâna’yı duysaydık.
Necati’yi kahreden, duygularla yaşarım
Elimden geldiğince, hak yolunda koşarım
Elindeki serveti, kaybedene şaşarım
Büyük küçük demeden, bir, bir, diye saysaydık
“Ne olursan gel” diyen, Mevlâna’yı duysaydık.
Necati OCAKCI
15.12.2013
Kayıt Tarihi : 15.12.2013 20:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Güzel şiiriniz'i okurken,hüzünlendim..
En kocamanından TEBRİKLERİMLE..
TÜM YORUMLAR (3)