Katmerli acılarla geçti günlerimiz
Kederden bir taç giydirdik yüreğimize
Ayrılıklar ülkesinin iki kralıyız şimdi
Kavuşmak: Bir savaş yangını içimizde!
Ne nisan yağmuru ne gül iklimi yetiyor artık
Umutları yeşertmeye
Gülüşün bahardır
Küsmelerin kış
Ölüm bile üşür yanımda
Beni bırakıp gidersen.
Yaz yağmuru gibiydin
Zarfın içinde kül olmuş bir merhaba
Yalnızlık sağanak bir yağmur penceremde
Çocuk sesleri duymuyorum, şehir uyuyor
Yine dört mevsim ertelendi mutluluğum.
Sinsi ayak sesleri var merdivenlerde
Günler birer çığırtkan
kıran girmiş yine anılara
yeşil bir dal kırılmış, bak
dostluğun salkım söğüdünden!
Bekleyişlerin tanığıdır dağlar
Yozgat-Sarıkaya anılarıyla S.Tekyar'a
Acıları ilk durakta bırak
yüreğin kanatlansın
yüreğin kanatlansın.
Otobüs penceresinde buğulanırsa dostluk
Zaman ne çabuk yaşlandı
Çılgınca koştuk ardından
Tenimizin yasak kokusu
Hiç silinmedi anılardan!
Sana sesleniyorum şimdi
Hazarbaba dağından!
Bir şair efendisi
Aşk iki kişiliktir, diyor.
İki kişilik olsaydı aşk
Mutsuzluk olmazdı
Mutluluk da
Aşk tek kişiliktir aslında
Al götür yorgun sözlerini
Suların akşam rengini
Işıksız resimleri al götür
Bana bırak ıslak düşlerimi.
Al götür bütün mektupları
Ses hızında bir yolculuktayım zamana
bölünmüşüm, dedim, yorgun geceye.
Gece dedi ki bana:
Her parçan yeni bir bütün, aldırma
gel yasla başını koynuma
uyan yeni bir sabaha!
Esir düştüm kazandığım her savaşta
Bir gün öğrenirsin diye kavgayı
Yazık
Hâlâ mutluluk üretiyorum acılardan.
Yazık
Kalleş bir kurşun ıslığında adın!



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!