Yılgınlar çağının gözü karası
Girilmez sokakların narası
Sen ki bu çağın Selim Pusat’ı
Hesapsız kavgaların müptelası
Tutuksuz yargılandık
Hem sevdik hem acı çektik
Kovuşturmaya yer yok bu sevdada
Neyse işte, öyle sevmiştik
Savcısı yok bu sevdanın
Ay terketti geceyi, sancılar başladı
En katı hisler ikiyi beş geçe kapıyı çaldı
Anlatması mümkün olmayan bir hal içindeyim
Burnumda tütüyor ne yalan söyleyeyim
Yasaklı bir şarkının tınısında
Özgürlüğe bıraktım yüreğimi
Hükmü sonraya bırakılmış hüznümü
Çocuklar gibi bozkıra saldım
Kaç yüzle hesaplaştım
Hayra yoran olmadı bu halimi
Bir avuç kum gibi
Rüzgara tuttular düşlerimizi
Savrulduk dört bir yana
Toprağa düşen bin tohum gibi
Yeşermeyi bekledik
Kürşad’ın narasıyım
Kesilmez ezelden sesim
Yıkamazlar bu bendi
Hadi saldırın
Geçilmez Çanakkale’yim!
Er meydanı bu
İşte yazıyorum
Derdi düğümlenmiş yüreğimi
Gönül dilimden dökülen dizelere
Mevsimsiz üşüyenler hasret çeker
Umuda, sevdaya, özgürlüğe.
Aç karnını Türkçülük üzerinden
doyurmaya çalışanlardan olma!
Erdiği yaşa, geldiği başa
layık olmayanlardan olma!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!