ayakkabılarını liman yapıp
gözlerimde ki denizi dökerdim içine
kalbim sana yüzen gemi olsun diye baba
................
Kaç kişinin babası
bir kapıdaki el izidir
bilmediler evimizin ahşap kapısını götürüp
bir sobada yakanlar
.............
Bir fidan daha toprağa dokunmadan
Yorgundur
................
tapusu olmayan kelimeleri
istimlak ettim
ondandır her afette
yıkılır şiirlerim
.............
sürekli kelimelerle konuştuğumu görenler
deli sanıyor
bilmiyorlar ki bana cevap veriyorlar
................
Hayatı doğumla
ölüm arasında süren
düz bir ip sananlar yanılıyorlar
şairler o ipi alıp
binlerce kelimeye bölerler
............
hep düşünmüşümdür
yaprak düşerken yere
neden almaz ağacı yanına
...........
Doğumumun
acıya gömülmek olduğunu bilsem
doğarmıydım
..........
15.08.1968
bu tarih bana bir şeyi hatırlatıyor
bir şeyi
Bir adım attım hayata
ne kadar geri dönmek istesemde
dönemiyorum bir daha
..............
Anneme kök salmışım
çıkamıyorum hayata
.............
Çayıma dem atacak
biri olsun diye hayatımda
seni sevdim
............
hayatla
sırrımız hep
aramızda kaldı
ondandır göğsümü yaksada
açıklayamam
içimdeki yangını
............
şiir rengarenk
kalemlerle
kelimelerin
örülmesidir
.............
Tarihte iz bırakan
yazılar yazmak için
seni sevdim
oysa sen
senin için sandın
..........
Gözlerini
bana
bıraktığın
halde
görüyormuşsun
...şaşkınım
senin
gördüğün
gerçek
değilki
..............
Aşk
benim
kovalayıp
senin
kaçmandır
.............
seni yazıyordum
yazıyordum
bitiremiyordum
oysa sen
seni
tek kelimede anlatıyordun
..............
Ben aşkımla
seyehat ederken sana
sen
bensizliğe kanal açıyordun
boğuluyordum
...............
Bana seni yazdıran
sensizliğim
..............
sen olmasanda
seni yazardım
zira ben
ne olmayan kadınları var ettim
...................
Toprak atarak bir hayat yazılırmı
yazılır
kalem değildir kağıtta sevgiyi yaşatan
bazen kalpte tanelenip anlatır
.................
Seni sevmek için az biraz hüzün gerekir
birazda göz ağacımdan yaprak dökülmesi
keza buharı suyuma çekerim
mezar taşımın üstüne dilimi
vururum gönlüme bir kaç kazma
...üstüme bir kaç toprak atarım
seni her gördüğümde
..............
çocuklar bez bebekle
oynamayalı beri
oyuncaklar isimsiz kaldı
.............
Sürekli şarkı söylüyorum diye
beni tembellikle suçlayanlar
bilmezmisin
ağustos böceğinin ömrü
bir mevsimliktir
.............
Seni kullanmadan
seni yazmak istedim
hep silik çıktı
yazılarım
...........
Bir yıkık mezar taşı
gösterdiler
işte baban bu dediler
o günden beri
babaları taş bilirim
..............
Ölümle birlikte
gelir
doğum
.....Beni bulasın diye
yerlere kelime döktüm
senden önce
çöpçüler toplamış olacakki
hala gelmedin
............
Büyümeyen çocuk
yanımla sevdim seni
ondandır aşka acemiyim sandın
...............
çok şey değildi
senden istediğim
gözlerinden gözlerime
bir parça ışık
çalmak istedim
..............
hayatım hep karanlık
oysa hiç borcum yoktu
Elektirik idaresine
......
Bugün hiç
yaşayasım yok
sayfamdan bugünü
çıkartmak isterdim
..............
resmime bakıp
senmisin diyorlar
hayır diyorum
ben yazılarıma düştüm
...........................
Zor günlerim için
biriktirdiğim hazinemdi
yalnızlığım
..............
Gazetelerde ki
kayıp ilanıydı
mutluluğum
.............
Anne
oğlun olmayı
öyle çok özledim ki
............
içmeden yazamıyorum işte
içimin kuruyan yerleri
biraz ıslanmak istiyor
.............
Gözlerimi temizliyorum
temizliyorum
silinmiyorsun
............
gözlerime baktın
işte bukadar dedim
işte
bunun için iyiki doğdum
............
ayakkabılarıma kelime sıçramış
yürüdükçe yollarda buradan ben geçtim
diye bağırıyor
.............
gözyaşları duvardan silinirmi diyorlar
silinir
sadece yaşla ağlanmazki
bakışlarlada ağlar
en yalnız günlerimde bakışlarımı toplarım duvarlardan
yüreğimdeki torbaya
.............
Sanki yarış yapıyormuş gibi
en önde nasır olmaya koştu acılarım
sanki canımı daha çok acıtmak ister gibi
...........
neyse
bu kadar yüreğimden
kelime çaldığım yeter
eve gidip cezamı çekeyim
............
Bekledim
Bugünde gelmedin
oysa bacaklarımı
bilerek kanatmıştım
gizlice sen görmeden tabi
...bak ellerimide bağladı sahte dostlarım
utandırma artık
bildiğini biliyorum yalancılığımı
Artık bekletme
bir defa gel
birdefa babam geldi diye kapıya koşayım
............
Baba
kelimelerimin sensizliğe
ağlayacağını bilsen
yine ölürmüydün
............
Ellerimi cebime attım
bir kaç kelime çıkartmak için
bekliyorum hala gelmiyor
neyse bende şiirlerimi
avuçlarımda kanayan güleri
dökerek yazarım
............
En yakın arkadaşım
sincap
kabuklarımı kırıp
içimdeki meyveyi
kelimelere döküyor diye
............
hep bir cevizin içi olmak istedim
kabuklarım sert olsun diye
...........
Elime papatyayı aklıp
şiirlerimi beğeniyorum
beğenmiyorum diye hep kopardığımda
nedense hep
beğenmiyorum çıkıyor
..................
Yediğim ekmek boğazımda iken
hep bağırdığından aç kaldım
bugünde unuttun
nasıl ateşte yandığımı
............
şiirlerimin anason koktuğuna bakmayın
yüreğim kokmasın diye buzdolabına sakladım
.......
Yazdıklarımın
iki kelime olmasına bakma
anlamı derin
bir de yüzme bilseler
uzun şiirler olacaklar
.............
dün buradan geçmişsin
belli
kalbim kanıyor
...........
Bütün acılarımın noktası
hiç bir zaman bakmayacağın
bakışın
...........
Bağırıyorum
bir de duysan
..........
yazıyorum yazıyorum bitmiyor
giderken kalbime yan yana gelmiş
bir kaç nokta bırakmışsın
............
neden hep arabesk şiirlerim bilir misin
sabahleyin uyandığında
aynaya bensiz bakıyorsun ya
............
sonunda söylüyorum
seninle benim
yan yana gelmemiz
sonsuzluk
............
Herkes için hüzün
farklıdır
bence hüzün
yerlerdeki ayak izine basıldığı için bile
böyle içim kanarken
benim var olduğumu dahi bilmemen
..............
senin hep duymak isteyip
benim hiç söyleyemediğim
bir kelimeydi
seni seviyorum
..............
Seni anlatacak bir kaç kelime
bulana kadar şimdilik hoşça kal demiştim
sense elvada sanıp
beni terk ettin
şimdi çümlelerim seni arıyor
sokaktaki bütün ayak izlerinde
................
Beni ağaç mı sandın
bir ömür boyu
içimi oyar durursun ey hayat
............
hayatımda hep iz bırakan
bir söz bırakmak istedim
ondandır
yüreğimi eşeler dururum
............
Kulağım hep kapıdaydı bir ömür
belki biri çalar
ben geldim
ben de senin kadar yalnızım der diye
...........
içime doğru
hep çıkmaz sokaklar doluydu
açmak için hep yanlış aşkları seçtim
şimdi eskisinden daha kapalı yollarım
..............
hayatın bana verdiği
en büyük ödül
yalnızlık
şimdi onu kelime yapıp
kendi binamı dikiyorum içimde
............
Herkesin bir Pirayesi vardır
gecenin bir saatinde düşündüğü
............
hayal kuracak kelimelerim olmadı ki
şiirlerim olsun
............
iki gözyaşı birbirine değmez derlerdi
değermiş
anneninse akan
yere düşmesin diye yavrusunun gözyaşı
önce annenin ki düşermiş
...............
Evimize yağan her damlayı
yağmur sanırdım
bazen gözyaşı da yağarmış
...........
Bir bekleyen varmış dediler evde
Annemmiş meğer
Oysa alışmıştım kapının kolunun kırık olmasına
Nereden bilecektim ki yüreğinin kol olup beni koruduğunu
.............
Seni özledim biliyor musun
bendeki sen bazen yetmiyor
............
bak senin için kelimeler dökülüyor satırlarıma
topla, belki kulanırsın yalnızlık anlarında
............
sana duygularımı anlatan kelimelerim sadece iki satırdı
anlatamadıklarımsa bir ömür
..............
seni kavuşmak istemeyecek kadar
çok seviyordum
..........
iki kelime denince
ismin akla geliyorsa
bil ki yazmışsın
................
Elime papatyayı aklıp
şiirlerimi beğeniyorum
beğenmiyorum diye her kopardığımda
nedense hep
beğenmiyorum çıkıyor
.............
bana soruyorlar
yazdıkların kötü
öyleyse neden yazıyorsun
yazıyorsam
bilin ki ihtiyaçtandır
AKİF TÜTÜNCÜ
Akif TütüncüKayıt Tarihi : 30.5.2011 12:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!