başka türlü bir şey benim istediğim:
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
Devamını Oku
ne ağaca benzer, ne de buluta.
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
Zaman zaman coşkunun ancak amansız bir umutsuzluğun gölgeleri düşmüş şiire...Çok derinlerde bir yerlerde kırılmış hatta tuz buz olmuş kristallerin yansıması gibi dizeler.Tebrikler şiire ve şairine.
'Neden boylu boyunca uzanıverir kocaman çınar
Ya da gece gündüz demeden neden çağıldar durur dere
Zemherinin ortalarında
Bulutlardan firar eden yağmurlar gibi
Göz yaşları neden damla damla süzülerek iner ki tene?'
Bu çok güzel şiirinizin, seçtiğim muazzam sorgulayan bölümü, daha çok etkiledi beni. Kutlarım arkadaşım. Sağlıkla.
Oldukça etkili betimlemeler ve çok etkili ifadeler.Ve çak fazla emek...Serbest şiire güzel bir örnek olacak güzellikte bir eser..Taktir ve Tebriklerimle....necdet hocam saygi selamlar.
'kırık aynalar' mutlaka kırarak yansıtırlar üzerlerine düşen ışığı. Ve o ışıkların içinde saklı duyguları. Kırık aynalar yüreği de kırarlar. Bu nedenle söylemiştir eskiler belki 'kırık ayna uğur getirmez' diye...
Ama öte yanda gene aynı kırık aynalar..., şairin kaleminin karşısına çıkarsa eğer böylesi doyumsuz bir şiir olur.
Kaleminize sağlık Sayın Necdet Arslan... Kutluyorum, içtenlikle...
Sevdayı hüzne çeviren kaygıların acı yonca gibi bittiği yürek evreninde görünenler darmadağınsa hasretle açılmış “eller” kucaklayacak bir şeyler bulmayı umut eder. Böyle bir beklenti burgacına düşüşümüz isteyerek ya da istemeden kendi kendimizi iteklememizle olmaktadır. Siz sevgiyle atan bir yüreğin sesini duymuyor, sevgiyle bakan gözleri görmüyorsanız ve hep kırıyorsanız ne kadar zordur yaşamak oysa. Oysa kırılmış bir ayna eskisi gibi göstermez onu onarmak için çok ama çok uğraşmak gerekir, kırılmış bir yürek de öyle. Öyleyse kırmadan, yaralamadan önce görmek, duymak, anlamak ve hissetmek gerekmez mi? Oysa sevda sorumluluk gerektiren yüce bir emeğin ürünüdür, değerini öğrenmek için onu kaybetmek mi gerekir. Nedendir yaraya tuz basmak zorunda kalışımız… Nedendir sevenlerimize acıyı reva görüşümüz…
Sevgili Necdet Hocam, “dolu tanesinin yaraladığı akpembe kirazların acısını” o “daldan” yüreklerimize kadar getiren, ahengi-rengi ile ruhumuzda izler bırakan altın kaleminizi bir kez daha alkışlıyorum. Sonsuz selam ve saygılarımla.
Necdet hocam bütünüyle harikulade,bir de son iki satır varki nasıl içten...duygulanmamak mümkün değil.Yüreğinize ellerinize sağlık,Sonsuz saygılar sevgiler...
hayatın akışına bırakınca kendini, böylesi manzaralarla karşılaşmakta olası gibi.. ruh dinginliğinde izlendiğinde ise yaşama dair mutlu bir haz almak kesin görünüyor.. mutlu izlenimler güzeldi, kutluyorum efendim.. saygılar..
Bulutlardan firar eden yağmurlar gibi
Göz yaşları neden damla damla süzülerek iner ki tene?
...çerçeveletip assam karşıma günlerce baksam (okumama gerek yok) ancak doyarım.
...tebrikler efendim.
Sevda taşın altına iki eli birden sokmak değil midir biraz HARİKA BİR YORUMMMM KALEMİNİZ ÇAĞLASIN DEĞERLİ ÖĞRETMENİMMMM
TEBRİK VE TEŞEKKÜRLER ÜSTADIM..
Yine tefekkkür ufkunun güneşi
şiir ile birlikte tulu etmiş..
*******************************
Bulutlardan firar eden yağmurlar gibi
Göz yaşları neden damla damla süzülerek iner ki tene?
******************************************************
Buradaki ifade gibi binler sualin
cevabını fıtrat vermiştir. Zaten
fıtrat yalan söylemezmiş.. Malum,
eskilerin ifade ettiği gibi bunlara
Şeriat-ı Kevniye demişler, Yaratılmışlardan
her ne varsa doğruyu söylemişler. Yer
çekimi demiş ki ağır cisimler yere düşer..
Aynen öyle de; 'yalan söylememiş'.
Bulutlardan yağmur taneleri, gözyaşı
taneleri gibi tane tane düşerler, kovayla
dökülmezler.
EVET ÜSTADIM GERÇEKTEN MÜKEMMELDİ
Saygı ve sevgilerimizle selamlar..
Bu şiir ile ilgili 73 tane yorum bulunmakta