İstanbul da Gelecekten bir gün..

Cıvıl cıvıl kuş sesleriyle uyanmak her sabah tam beyoğluğunun ortasında.
Uykumu almışım yavaşça kalkıyorum yatağımdan. Güne güzel bir Türk kahvesiyle başlıyorum.
Otobüsü kaçırma derdi yok işe geç kalma derdi yok ohh. Yavaş hareketlerle bisikletime biniyorum. Eskisi gibi çalınır diye kilitlemiyorum tabi.
Bisikletle giderken işe doğru rüzgar yüzüme ılık ılık vuruyor masaj yapar gibi.
İş yerin yakın mı diye sormayın. Tabi bilmiyorsunuz İstanbul da trafik derdi yok eskisi gibi. Eskisi gibi her yerde vızır vızır geçen otomobillerde yok. Otobüs metrobüslerde tek tük insan bulabilirsiniz. Artık tercih eden de yok eskisi gibi. Bu nasıl olur diye şaşkınlıkla soruyorsunuz haklı olarak.
İstanbulun nüfusu sekiz yüz bin evet evet sekiz yüz bin.
Anadolu dan gelenler oralara geri döndü çoğu.
Artık Türkiye de her yerde iş olanakları arttı gitti millet köyüne memleketine.
Suriyeliler ve diğer göçmenlerde gitti çoğu tek tük var artık esenyurtta avcılarda filan sanırım. Evet Suriye de savaş bitti orta doğu coğrafyasının tamamında bitti artık. Uzun süredir düğünlerde bile silah sesi duyulmuyor.
Savaşlar bitti çoğu biter bitmez gitti ülkelerine geri kalanlar da işte büyük depremden hemen sonra gitti.
Çok şükür İstanbul atlattı deprem yaralarını.
Geçen de aklıma ne geldi biliyormusunuz.
Geçen gün komşum tıbbi malzemeler sipariş vermiş drone ile yarım saatte geldi. Aldığı malzemeler arasında maske de vardı.
Sohbet sohbeti açıyor aklımıza geçmiş senelerde yaşanan salgın geldi. İstanbul da hes koduyla toplu ulaşıma biniliyormuş o zaman.
Aşı zorunlu olmuş ama sonbahardaki gama diye bir varyantla aşı etkisiz hale gelmiş. Çok şükür o günler geride kalmış İYİKİ.
Şimdi zaten salgın hastalığın önüne bir haftada en geç geçiliyor. Teknoloji bilim çok gelişti.
Bir haber okudum uçan taksiler istanbulda faaliyete geçecekmiş gelecek ay. Kripto para ödemesi de geçerli olacakmış.
Hadi hayırlısı çamlıca ya çıkmak için iyi olur arada gideriz.
Yine çok konuştum.
Hadi sonraki sohbette görüşürüz.