Başsız bedenin büyüklüğünün sahibine zarar ve külfetten başka bir faydası olmadığı gibi;
İslam âleminin sayısal çokluğu, dünya nüfusunun dörtte birine tekabül etmesine, yer altı, yer üstü imkân ve kaynakları bakımından dünya ekonomisine önemli etki ve katkılarının bulunmasına rağmen;
Sosyal ve siyasal alanda bir varlık gösterememeleri, dünyanın farklı yer ve bölgelerinde Müslüman kimliklerinden dolayı uğramış oldukları zulüm, baskı ve işkenceler karşısında can, mal ve haklarını koruyamamaları;
Düşmanlarının karşısında mağdur, mağlup ve mazlum bir konuma mahkûm olmaları;
Dünya sosyal ve siyasal yapılanmasında söz sahibi olamamaları, dinlerini yaşamada iç ve dış baskılar karşısında kimliklerini koruyamamaları;
Kişilik haklarına sahip çıkamamalarının nedenlerinin sadece dış güçlerin baskı ve müdahalelerine havale edilmesi, sıkıntının gerçek kaynağının bilinmemesinden kaynaklanmaktadır.
Yetim çocuğu dövmek, alçak eşeğe binmek kolaydır.
Atasözünden hareketle olaya baktığımızda;
Din, inanç, ibadet ahlak vs. moral ve manevi değerlerinin bir olmasına rağmen, en azından din ve dini kaynaklı sorunlarını çözüme kavuşturacak birlik ve beraberliği sağlayacak İslam milletlerinden oluşmuş etkin ve yetkili uzman bir heyet, başında seçilmiş, seçkin bir şahsiyetin tek merkezden idare edilmemesinin sıkıntısı olayların ardındaki tek gerçek etkendir.
Evet,
İslam âleminin farklı milletlerden oluşup farklı devletler halinde varlıklarını sürdürmesi bu birliğe olan ihtiyaçlarının zaruretini ortadan kaldırmayacağı gibi, yokluğunun sebep olduğu sıkıntıların hissedilip öneminin daha fazla anlaşılıp idrak edilmesini sağlaması gerekir.
İslam âleminin bin dörtyüz yıllık tarihi boyunca yaşanmış ve hala yaşamakta olduğu acı tecrübeler, inancı bir olan devlet ve milletlerin en azından dini kimlik ve kişiliklerinden kaynaklanan iç ve dış zorluk ve baskılar karşısında; iş, söz ve güç birliği sergileyebilmeleri ancak ve ancak adına hilafet dediğimiz dini otoriteyi temsil edecek kurumun tekrar ihdas edilerek hayata kazandırılması ile mümkün olabilir.
Bu güne kadar İslam âlemine bilerek veya bilmeyerek verilmiş olan en büyük zarar ve vurulmuş olan en büyük darbe bir buçuk milyar insanı başsız bırakan hilafetin ilgası ihanetidir.
Unutulmamalıdır ki;
Hilafet İslam alemi için lüks ve fantezi değil.
İslami kimlik ve varlıklarını koruyabilmeleri için vazgeçilmez bir zarurettir.
Necdet Erem
Kayıt Tarihi : 7.8.2014 22:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!