Uluklar geçiremez, düğmeyi, iliğinden.
Ehil deve geçirir, iğnenin deliğinden.
Başı örteyim derken, mahremleri açarlar.
Birleştirmek isterken, tespih gibi saçarlar.
Konmayı öğrenmeden, kartal gibi uçarlar
Gidiyorsun öyle mi?
Hadi, git durma.
Ahde vefa böyle mi?
Hal hatır sorma.
Bu ayrılık eylemi,
Git hadi, durma.
Berkin gül, Berkin can, Berkin kan adı.
Sen vuruldun oğul, toplum kanadı.
Zalimin, zulmune kızıp çattığın,
Kaş değil, bir çift kartal kanadı.
Elimize kıymık batsa, canda hissediyoruz.
Kıssadan payımıza düşen hisse diyoruz.
Gariptir insanoğlu, benzeri yok cihanda.
Bir yanda söylediği, yaptıkları bir yanda.
Çoşup; ölüme, meydan okuduğumuz anda,
Kaf dağını yardı, cevheri söktü
Ferhat’ça vurmadan dağlar yarılmaz
Potada eritip, kalıba döktü
Kalıpsız bedene Hünkâr kurulmaz
Mânada Davut’tan aldı emiri
İsmail tepindi, gaflet çölümde.
Durmaksızın akan pınarım dostum
Kendim akıp kendim içip gönlümde
Her söylediğime kanarım dostum
Nur içinde nurdur benim cevherim
Garip beygir ne bilsin, ayrılık ateşi ne.
Gündüz çalışır, akşam kavuşur at eşine.
Tamudan sonra cennet değilde vuslat olsa
Gözümü bile kırpmam, dalarım ateşine.
Harfsiz, şeksiz an be an anıyorum
Bir zan cennette bir zan yanıyorum
Milim ayrılmadan şol viranemden
Kâh huzurdayım, kâh dönüyorum.
Sitem
Benim zeki, çevik ve atletiğim
Yumruğu masaya vuram demedin
Peynirle, ekmekle hüp hüplettiğin
Beynini mevzuya yoram demedin
Taklit ezber kâr etmez
Yobaz, melami olmaz
Bin ağyar bir yâr etmez
Yobaz, melami olmaz .
Ateştedir, hasetten
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!