Biraz büyüyüp de kesince aklı
Hırs ile dünyaya sarılır insan
Bilmez ki her cevher özünde saklı
Diyardan diyara sürülür insan
Bir güzel düşünce gönül yoluna
Son taşın bir gül olsa düşse gülüşlerinden
Yar uzaktan uzağa dalayım ülfetine
Gölge gibi süzülüp gitsen de düşlerimden
Ey mefhumum razıyım hasretin külfetine
Hüzünle yokluğunun kapısını dövende
Yenilgilerimi al
Suçüstü yakalanmış matem izlerimden
Bir acı tebessümden topla sabahlarımı
Cehennemden bir köşe mi bu dünya
Kaç yerden vurulursam örter günahlarımı
Her şey onun kaburga kemiğinden yaratılmasıyla başladı
Düzeltsen kırılacak bıraksan eğri kalacaktı...
Mevlamız bir güzel yaratı verdi
Varıp el elinden tutup da gider
Ayağı altına cenneti serdi
Hüzün toplar saçından çiçek kokan ellerin
Dökülürken yüzünün allarına Vaveyla
Sanki kanımdan almış al rengini güllerin
Har sarılmış o zarif dallarına Vaveyla
Gözlerinin içinde gamdan yükselen duvar
biz yetim çocuklarıydık şarkın
kimse değildik
hiç kimse değildik
ellerimizde nasırlaşan öfkeden,
ve bir adanmışlıktan başka ...
Eski bir alışkanlık ellerim hüznü sardı
Şiirleri aşk kokan bir şair olmak vardı
***
Düşlerim seninle uçmayı sever
Gözleri okyanus engini Leyla
Saçların kederle taranmış meğer
Kanımdan alıp da rengini Leyla
Yalnızlık vurunca seni koyuma
Bakınca yüzünde huzur bulduğum
Bir güzel payedir bende sevgili
Girip de özünde karar kıldığım
Asil bir gayedir bende sevgili
Sevinse oturup letafet eder
Marifet mülkünün sırrıdır dilin
İnsana ukbâdan aynasın bebek
Alnına ahenkle düşen kakülün
Üstünde buseler oynasın bebek
Gözler kömür kömür, yüzün torkusu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!