Derin bir mazi hüzünlü bir çehresi vardı
4 minaresi arasında süzülen rüzgar kubbesinde saklı tarihe çağırıyordu.
Ne kubbe ki asırları taşıdı omzunda
O kubbenin altında namaz kılmak şeref
Orada namaz çok değerli adeta Maneviyat Burcu
Ayasofya anıldığı zaman anlaşılmayan bir his oluşuyor
Her kalpte bir heyecan vuku bulur
Kimse idrak edemez akıl erdiren yoktur
Taşlaşmış kalpleri onun taşları eritir
Tozlaşmış milli şuuru Ayasofya Camii temizler
Anlaşılmayan hissiyat İşte o zaman da kalkar şaha
Der ki ben dedelerimizin hissiyatıyım
Ayasofya hutbesindeki Sultan Fatih'in vicdanınızdaki uktesıyım
1000 yıl tesis ettiğiniz İttihat İslam'ın Kalpteki makesiyim
Sultan Selim'in ettiği duanın bereketiyim
500 yıl Ayasofya minberindeki hutbelerin nidasıyım
Ecdadın teraküm etmiş maneviyatının tecellisiyim
Ayasofya kapılarının arkasında bizi ruh-u Ashab bekliyor
İttihat-ı İslam'ın banisi Yavuz bekliyor
Beyazıd-ı Veli elinde tesbihi nerede Evlatlarım diyor
Ulu Hakan Minareden ezan-ı Muhammed'i okuyor
Cenab-ı peygamber İslamiyet'e Bayraktar tayin edilen bu milleti izliyor
İşte Ayasofya işte taşıdığı hissiyat her Türk'ün vicdanında inikas ediyor
Lakin idrak eden az hisseden az
Temizleniyor temizleniyor Kabe'nin putlardan temizlendiği gibi
Ayasofya minberine kılıç tekrar konuluyor
Ecdadın duası tecelli etmek istiyor.
İşte böyle bir ecdadın böyle torunları,
Cenabı Hak İstidadımız için sadece bize zaman tanıyor.
Kayıt Tarihi : 8.12.2025 18:57:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!