sıvası dökülürken gecenin,
zaman sarkacının teline
aman dilenen
kör dilekler asıyor ellerim..
dün artığı s/ezgisiz günler,
gün yanığı adressiz düşler,
.....astıkça düşen gülüşler...
ah acısı cep harçlığına
his karası yara üstü veriırken,;
yanar gece,
kıyısında boğazın..
kor alazında, ömürler kesilir...
karalar içinde, karanlığa uzak,
çook uzak bir ağıt gördüm,
can kıyısından
usulca geçiyordu, sözsüz...sessizdi..
peki,
kimin ayak izleri
şu kırmızı ışıkta duran?
asfaltı yarıp kuyu boyu yuvarlanan?
görünmezdi ki ecelin kirli sakalları,
sıvazlardı hariçten biten yarayı,
ansızın!
sırtım derin çakıllı bir yokuş
ellerim yüzümün susuna dargın
arşa varıp arza yıkılan
geceye saklanmış söze kırgın..
bükülürken geçmişe devrik belim
süzülürken göz kenarımda terim,
özüne eğreti
dokusuna yaban duruşum..
han sessizliği dedim.
ruhunu istiflemiş gece , ruhum gibi.
kaçtıkça yaşama kaygısından
düşmüş ateş tuğlaların ateşine
üstüme yığılmış közü..
taşan suskun cümleleri yutup
taşın anadiliyle yemin susuyor dilim.
sıvası dökülürken gecenin
ufka dönüyor an...
ruhum süzüle duruyor...⚘
.....özlem/
ekim/otuz bir
Özlem Çay
Kayıt Tarihi : 31.10.2024 05:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)