Yüzümü gece laciverdine buladığım bir zamandı, pusuya düşürüldüm. Yalnızlığın şarapnelleri sabahın ağırlığıyla saplandı yüreğime. Oysa ne masum uyanışlarım olurdu, özlem hiç anlaşılmazdı.
Sevdalıklar dillerine dolamış, okurdu türkülerini. Ayrılık ve akabinde hasretlik böyle yakarmı yüreği sevdiğim, kanın pıhtıları içinde boğarmı. Ben senin için hayaller çalardım yoksulluğumda, şiirlerden tuvallere resimler çizerdim. Ah o gözlerin, erciyesin karı gibi içimde çağlayan ah o gözlerin, benim en sancılı tarafımın yaralı yanı, ah o gözlerin..
Uzaklarda, çok uzaklarda bir gün merhaba dediğim bir nine hala büyütüyor sana yaktığım ağıdı. Çimen kokusunu çok özlemişim, galiba gözlerinden. Böylemi özlemek, hasret bunamı denir. Ahh.. şimdi içimden geliyor huçkıra hıçkıra ağlamak.
Alışırım dedim, sensizliği çeketimi atar gibi atarım dedim. Ne zormuş, ne alıştım ne de attım. Bir kahraman gerekti ve bu aşkta tek kahraman ben kaldım be sevdiğim.
Gökyüzüne, aya, güneşe ve yıldızlara ezberlettim ismini ama olmayınca olmuyor işte. Senli tüm coğrafyalar buluyor beni. Şair değilim, yazar değilim belki adam hiç değilim ama hala duyduğum her tınıda sana tekrar aşık olan bir ben var
Sonbahar geldi, kapıları kapattım. Eğer gelirsen aynalardan haber et. Rengarenk odamın sana atılan çentiklerini kayıp edeyim. Ama çabuk gel, sen yokken ben çırılçıplağım, kat kat giyindiğim elbiseler boş.
Bir sessizlik var şimdi ve beni bekleyen sokaklar, caddeler ve uzun kilometreler. Yeniden eylül geldi işte aç yüreğini tekrar, çoşkun heyecanlar içerisindeyim. Beklemeye tahammülüm kalmadı. Eylül’ ü kuşandım sana gelmekteyim.
Önder ÖZTÜRK
16 AĞUSTUS 2008
08: 50
Kayıt Tarihi : 25.4.2009 12:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!