Zamanın dili çözülüyor —
bir saat, kendi etini yer gibi sarkıyor duvardan.
Gökyüzü, bir balığın gözbebeğinde nefes alıyor,
ve ben, düşüncenin buharında yavaşça çözülüyorum.
Bir masa var, üzerinde unutulmuş bir kalp —
içinde kum taneleri dönüyor,
her tanede bir anı çırpınıyor
ve hepsi aynı anda hem doğuyor hem ölüyor.
Gerçek, sıvı bir hayal;
kendini ellerimden akıtırken gülüyor.
Rüyalarımı gören bir rüya var içimde,
ona “ben” dediğimde ağlıyor.
Bir kelebek çivili göğsüme konuyor,
kanatlarında bilinçten arta kalan renkler.
Tanrı, kendi yüzünü eritip bir aynaya damlatıyor,
ve o damlada ben —
kendi yokluğumu seyrediyorum.
Evren, bir dalgıç kaskında yankılanan dua,
sonsuzluksa
bir salyangozun kabuğunda dönen küçücük bir çığlık.
Her şey eriyor…
ve geriye yalnızca düşünmenin kokusu kalıyor.
Sinan Bayram
Sinan BayramKayıt Tarihi : 13.11.2025 16:09:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!