Dört Lira Yirmi Beş Kuruş
melankolik bir devrimi başlatmanın zamanı geldi
hadi kan verelim
uzaya giden bir roketle aya fırlatsınlar
hep istemiştir o
kırmızı bir allık pembe bir far
zorla ağlatmanın zamanı geldi
bağzıları rüyasında hiç kutup ayısı görmemiş
oysa benim onları öpmediğim bir gün yok
ellerim hep mavi ve içinde penguen tortusu
hadi kan verelim
İsa ile Muhammed'e söylemem gereken şeyler için
tanrıya hiçbir borcumu ödemeyeceğim
bana ihtiyacı olmadığı için
hadi kan verelim
aynaya faça attım
mor türküler akıyor parmaklarıma
sana hiç dua etmedim
pazar günleri düşünmedim seni
seni hiç sevmedim ben
ne vaktim varken ne de yokken
ben ağlarken gözlerime saç kurutma makinesi tutmadın hiç
beni sevmedin
ne cuma günü ne cumartesi
gülünüp geçilecek bir şeymiş dantelli şeyler
çamaşır makinesinde dönüp duran dolapları
hepsini anladım ben
anlattım sana
güldün
ben aklımı keserken neden pritt almadın dört lira yirmi beş kuruşa
sen pazar günleri bir ayin gibi
üzdün kestin beni
hadi kan verelim dedim
niyetim tanrı çocukları kadar iyiydi
yakıp güvercinlere verdin beni
günde kırk altı kere ağlayıp doktora yalan söylediysem
EVET BENİM YÜZÜMDEN
hadi kan verelim
Kayıt Tarihi : 4.6.2023 00:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiire bir hikâye uydurmayacağım; uzaya gitmek istiyorum sadece bir de my little pony, seramik çaydanlık, tutkular...

TÜM YORUMLAR (1)