Bahara çalıyor yüreğim, Toprağın akımına, Avuç dolu eksi kalmış bakiye Çağlatarak çikolatayı Emmek lazım tüpünden Karatahta günlerimden ne kaldı Çift dikişli sevdalardan hangisi
'Ozan yaşlandıkça kemirir böylece şiirin yanına eleştiri yerleşmiş olur ve yaşlı ozan ben olmaktan çıkar.fenafillah mertebesidir bu.Ozanın yaşını yok eder..'
gercektende.. cift dikis gecmekle percinledigimiz sevdalar basinda gelir siir.. siz onu kimseye kaptirmama.. onun ile ic ice olma.. soyut baglamda cukulata ile sembolize edilebilecek.. ustalik.. siir ile halvet mertebesine ulasma arzusu tasirsiniz..
bu kara onluk ile tasvir edebilecegimiz.. zaman mefhumunun.. akip gitsin ama ben onlukte hic buyumeden kalayim istegi ile es deger beklentidir..
bu nedenle kurgu cevre insa eder.. florasi.. bitki ortusu gitgide azalsada.. kimi laleler.. topkapi sarayinda sadece cinilerde kalsa.. ve millet dondurma yesin diye.. bir yumrusu birakilmasi gerekirken.. koku kilosu elli gayme diye.. soyunu tukettigimiz tabiat kucaginda..
dizlerimizi karnimiza cekip.. en rahat uyku pozisyonu.. madam bovari gercekciligi kati gerceklik olgusundan kacisinda simgesidir modern suya sabuna dokunmaz lay lay lom siorciligimiz.. her yasa her keseye uygun.. aah nerde eski bayram eski ayran girizgahi sonrasi.. serbest veznin tanidigi ses uyumsuz akiciliktan muaf tutulma hurriyeti munasebeti.. icinizden geldigi gibi.. benim tahta atim vardi ve gazoza lebleti atip calkalar.. yazlik acik sinema giderdim.. ve topacim firfir doner ve ben cigdem soker.. dogadan kiraz toplar sapan yapmazdim.. kuslar aglar sonra.. gibi muhtesem eserler verebilirsiniz..
arkadaslar ulvi ziya beyin evi bilen varsa kapiyi tiklatabilirmi.. en son geldiginde.. siirlerimi silmisler.. hayat acimasiz gaddar hayat bos diyordu.. merak etmiye basladim.. bu vesile ilede her satirini adeta ictigim siori kutlar.. cesnisi olan siz guzide insanlarin kalemi ile adeta lalezara donen.. basta sinan bey tayyibe hanim kanra ulku bey olma uzre ismini sayamiycam nice guzel insana tesekkur ederim.. kalem daim olsun ssaygilar..
sevgili Kanra amca...yorumumdan kestiğiniz bölümü tırnak içine almayı unutmuşsunuz valla:)))))hatırlatmak istedm ki,diğer unuttuklarınızı da diğer şair dosstlar hatırlatsın emi!..
En akılcı en bilgili yorum daha doğrusu en beğendiğim yorum muhterem sinyali beyin yorumları.Kimseye tepeden bakmaz,dağarcığındaki bilgileri kıskanmadan üşenmeden kalp kırmadan paylaşır.Bazı itiraz edebileceğim noktalar olsa da yorumları 10 üzerinden en azından 8 eder vesselam.Sağolasın sinyali.
Adam olan adam hatasını gösteren dostuna candan teşekkür etmeli diye düşünüyorum.Hatalarımı samimiyetle gösteren dostlarıma candan teşekkürler ediyorum vesselam.
Doğa =Tabiat demek çok gençler için yazmak icapetti.
SORU: Lisede Türk edebiyatı öğretmenliği yapıyor ama Osmanlıca okuma ve yazma bilmiyor, bunun hükmü nedir?
CEVAP: Böyle bir rezalet ve cehalet tarihte görülmemiştir.
MŞE
Yorumlardan inciler:Yorumsuz şiiri sevdim..neresini derseniz,bilemem olur yanıtım ama sevdim işte :))) Şiirin mesajını aldım. Ozan yaşlandıkça kemirir böylece şiirin yanına eleştiri yerleşmiş olur ve yaşlı ozan ben olmaktan çıkar.fenafillah mertebesidir bu.Ozanın yaşını yok eder.. Şairler için, Fenafişşiir tabirini kullanmanız daha muvafık düşer diye düşünüyorum. Çünkü fenafişşiir demek; şiirde yok olmak demektir ki, sizin kastettiğiniz manaya bi-hakkın uyuyor. Türkiyede modernizmden sızlanmalar sanırım 60 lı yıllarda başladı... Batıda, Modernizme KO VA DİS...sorusu yani ey şair nereye sorusu daha erken sorulmaya başlandı
KOVADİS: ismi ise latince quo vadis ten gelir. türkçe karşılığı nereye gidiyorsunuz? demektir.
Nereden gelip nereye gittiğimizi en güzel en açık en anlaşılır biçimde Kur'an-ı Kerim anlatır. O kadar net O kadar anlaşılır bir tarzı vardır ki Anlamayanlar işte O yüzden Akılsız sayılır :))
geçenlerde modernist yolculuk ve sonrası konusuna değinmiştik bir şiir vesilesiyle..Bu şiir işte tam da bu konunun bam teline dokunmakta..
insanlık tarihinde, avrupada, rönesans, reform ve buna bağlı aydınlanmacı ve rasyonalist akla dayalı bir girizgah oluştu..
Bu dönemde müthiş bir hazine olan tabiatın fizik bilimi ile şifreleri çözüldükçe, daha fazla üretim, daha fazla bilgi paylaşımı imkanı, daha fazla konfor olanaklarına kavuştu insanoğlu..
İşte sorunda bu noktada başladı...DAHA FAZLA...sözcüğünde saklanan bir sorundu bu..daha fazla yedikçe obez olduk daha fazla yolculuk yaptıkça daha fazla ısındıkça doğayı kirletik, daha fazla kalabalıklar içinde kaldıkça Ben ve benlikle ilişkimizde sorunlar çıktı..
daha çok, daha canlı yaşadık ama yaşamın tad ve lezzetini sorgular olduk..
üretim artışı ve buna bağlı tüketim çılgınlığının neticesinde uyuşmuş zihinlerin içinde oluşan huzursuzluk tortusu içten içe insanlığın ma'şeri vicdanında bir güve hissi, bir parçalanış hissini besledi...
Batıda, Modernizme KO VA DİS...sorusu yani ey şair nereye sorusu daha erken sorulmaya başlandı bittabiki..Zira modernizmin etkilerinden, psiko sosyal sorunlarından, uç noktası olarak onlar daha önce etkilendi
Türkiyede modernizmden sızlanmalar sanırım 60 lı yıllarda başladı...
Bu konuda sol aydın batının özellikle ayrıca kapitalist dünya sisteminden zaten şikayet halinde oluşu nedeniyle her türlü yağmacılığa karşı oluşun bir uzantısı olan çevrecilik düşüncesine bağlı olarak şiirlerinde görünümler vermeye başladı..
Örneğin çok kısa iktidar süresinde Bülent Ecevit henüz avrupada çok az ülkede bakanlık olarak temsil edilen çevre bakanlığını kurdu
Oysa liberal dönemler bu hususa yanaşmak istemediler çünkü bu arazi deniz atmosfer yağmacılarına zorluklar ve en önemlisi ek maliyetler getirecekti..en azından fabrika bacalarına filtre zarureti getireceklerdi
Aslında solun öne çıkardığı bu hususları ele alan dini ve muhafazakar tabana dayalı siyasi görüş te, zaten müsait olan teorik alt yapısına bunları dahil ederek öne çıktı..ancak her defasında olduğu gibi uygulamada yine liberal yapıyla uzlaşan bu görüş insan merkezli bir çevre duyarlılığına yöneldiği söylenemez..
Konudan ve dolayısıyla şiirden uzaklaşmamak için söylediklerimizi toparlarsak:
Bir fikri enstrüman olarak modernizmin bizzat kendisi mi sorunlu? yoksa uygulanma biçiminde mi hata var?
batılı felsefecilerden önemli bir kısmı modernizmi doğuran felsefeyi eleştirmekte...uygulamacı veya uygulamaya yakın bir kısım felsefeciler ise modernist felsefenin yanlış elllerde ve yanlış tatbik edildiğini söylemekteler..
Ancak modernizmi toptan reddeden dünya görüşleri bile bunun nasıl sağlanacağına dair bir yol planı konusunda tek satır oynatmamaktalar..onlar zaten modernizmin varacağı yerin bir doğal kıyamet olacağını ve doğanın içindeki gizli dengenin tahribata karşı gerekli intikamı alacağını söylemekteler
Modernizme evet ancak doğru uygulanması gerekir diyenler ise akıldan çok aklı selimin yeni uzlaşımlarla ön tedbirler alacağını ve sosyal ve psikolojik planda yapılacak düzenlemelerle yeni bir toplumsal çağa geçileceğini füturolojik olarak düşünmekteler..İşte bu ikinci kısımda olan ve çok farklı alanlarda ve karşıt tezleri içine kapsayan felsefecilerin ön gördüğü toplumsal modele de post modern dönem denilmekte...
Bu bağlamda şiire dönersek, sanırım kadın olan _ evet şimdi resmini görünce buradaki sanırımın saçma kaldığını düşündüm-şairimiz kadınlara mahsus gözlemcilik, kuşbakışı modelleme, hayata ve hayatın içinde neşv ü nema bulduğu doğaya karşı şefkat, aksaklıkları tesbit nıktalarında çok başarılı..
şiirin, kurgusu, meramını ifadesi, akıcılığı, içtenliği, abartısız dili ile başarılı olduğuna kefil olduğumu söyleyebilirim
'Ozan yaşlandıkça kemirir böylece şiirin yanına eleştiri yerleşmiş olur ve yaşlı ozan ben olmaktan çıkar.fenafillah mertebesidir bu.Ozanın yaşını yok eder..'
benim ki de bu bölüm aman yanlışlık olmasın:)
feyzi bey biraz farklı kaydetmiş ..o kadar olur
gercektende.. cift dikis gecmekle percinledigimiz sevdalar basinda gelir siir.. siz onu kimseye kaptirmama.. onun ile ic ice olma.. soyut baglamda cukulata ile sembolize edilebilecek.. ustalik.. siir ile halvet mertebesine ulasma arzusu tasirsiniz..
bu kara onluk ile tasvir edebilecegimiz.. zaman mefhumunun.. akip gitsin ama ben onlukte hic buyumeden kalayim istegi ile es deger beklentidir..
bu nedenle kurgu cevre insa eder.. florasi.. bitki ortusu gitgide azalsada.. kimi laleler.. topkapi sarayinda sadece cinilerde kalsa.. ve millet dondurma yesin diye.. bir yumrusu birakilmasi gerekirken.. koku kilosu elli gayme diye.. soyunu tukettigimiz tabiat kucaginda..
dizlerimizi karnimiza cekip.. en rahat uyku pozisyonu.. madam bovari gercekciligi kati gerceklik olgusundan kacisinda simgesidir modern suya sabuna dokunmaz lay lay lom siorciligimiz.. her yasa her keseye uygun.. aah nerde eski bayram eski ayran girizgahi sonrasi.. serbest veznin tanidigi ses uyumsuz akiciliktan muaf tutulma hurriyeti munasebeti.. icinizden geldigi gibi.. benim tahta atim vardi ve gazoza lebleti atip calkalar.. yazlik acik sinema giderdim.. ve topacim firfir doner ve ben cigdem soker.. dogadan kiraz toplar sapan yapmazdim.. kuslar aglar sonra.. gibi muhtesem eserler verebilirsiniz..
arkadaslar ulvi ziya beyin evi bilen varsa kapiyi tiklatabilirmi..
en son geldiginde.. siirlerimi silmisler.. hayat acimasiz gaddar hayat bos diyordu.. merak etmiye basladim.. bu vesile ilede her satirini adeta ictigim siori kutlar.. cesnisi olan siz guzide insanlarin kalemi ile adeta lalezara donen.. basta sinan bey tayyibe hanim kanra ulku bey olma uzre ismini sayamiycam nice guzel insana tesekkur ederim.. kalem daim olsun ssaygilar..
sevgili Kanra amca...yorumumdan kestiğiniz bölümü tırnak içine almayı unutmuşsunuz valla:)))))hatırlatmak istedm ki,diğer unuttuklarınızı da diğer şair dosstlar hatırlatsın emi!..
sevgi ve saygılarımla...
En akılcı en bilgili yorum daha doğrusu en beğendiğim yorum muhterem sinyali beyin yorumları.Kimseye tepeden bakmaz,dağarcığındaki bilgileri kıskanmadan üşenmeden kalp kırmadan paylaşır.Bazı itiraz edebileceğim noktalar olsa da yorumları 10 üzerinden en azından 8 eder vesselam.Sağolasın sinyali.
üretimin olmadığı yerler kahvehanelerdir..
o onu dedi..bu bunu dedi..
peki ömrü hayatın boyunca sen ne dedin be adam?
kemal ispirin dediği gibi
Lak
Luk
L
cihat bey ve feyzi beylerden bu güne kadar hakkıyla yapılmış bir şiir analizi gören var mı bilmiyorum ben görmedim
Sadece şiir okumak istiyorum...
Adam olan adam hatasını gösteren dostuna candan teşekkür etmeli diye düşünüyorum.Hatalarımı samimiyetle gösteren dostlarıma candan teşekkürler ediyorum vesselam.
Doğa =Tabiat demek çok gençler için yazmak icapetti.
SORU: Lisede Türk edebiyatı öğretmenliği yapıyor ama Osmanlıca okuma ve yazma bilmiyor, bunun hükmü nedir?
CEVAP: Böyle bir rezalet ve cehalet tarihte görülmemiştir.
MŞE
Yorumlardan inciler:Yorumsuz
şiiri sevdim..neresini derseniz,bilemem olur yanıtım ama sevdim işte :)))
Şiirin mesajını aldım.
Ozan yaşlandıkça kemirir böylece şiirin yanına eleştiri yerleşmiş olur ve yaşlı ozan ben olmaktan çıkar.fenafillah mertebesidir bu.Ozanın yaşını yok eder..
Şairler için, Fenafişşiir tabirini kullanmanız daha muvafık düşer diye düşünüyorum. Çünkü fenafişşiir demek; şiirde yok olmak demektir ki, sizin kastettiğiniz manaya bi-hakkın uyuyor.
Türkiyede modernizmden sızlanmalar sanırım 60 lı yıllarda başladı...
Batıda, Modernizme KO VA DİS...sorusu yani ey şair nereye sorusu daha erken sorulmaya başlandı
KOVADİS: ismi ise latince quo vadis ten gelir. türkçe karşılığı nereye gidiyorsunuz? demektir.
Nereden gelip nereye gittiğimizi en güzel en açık en anlaşılır biçimde Kur'an-ı Kerim anlatır.
O kadar net O kadar anlaşılır bir tarzı vardır ki Anlamayanlar işte O yüzden Akılsız sayılır :))
fenafillah tasavvuf inancına göre insanın hamdım piştim mertebesidir..
şiir eleştirisi yapalım lütfen küp doluysa..
yorum eleştirisi değil
geçenlerde modernist yolculuk ve sonrası konusuna değinmiştik bir şiir vesilesiyle..Bu şiir işte tam da bu konunun bam teline dokunmakta..
insanlık tarihinde, avrupada, rönesans, reform ve buna bağlı aydınlanmacı ve rasyonalist akla dayalı bir girizgah oluştu..
Bu dönemde müthiş bir hazine olan tabiatın fizik bilimi ile şifreleri çözüldükçe, daha fazla üretim, daha fazla bilgi paylaşımı imkanı, daha fazla konfor olanaklarına kavuştu insanoğlu..
İşte sorunda bu noktada başladı...DAHA FAZLA...sözcüğünde saklanan bir sorundu bu..daha fazla yedikçe obez olduk daha fazla yolculuk yaptıkça daha fazla ısındıkça doğayı kirletik, daha fazla kalabalıklar içinde kaldıkça Ben ve benlikle ilişkimizde sorunlar çıktı..
daha çok, daha canlı yaşadık ama yaşamın tad ve lezzetini sorgular olduk..
üretim artışı ve buna bağlı tüketim çılgınlığının neticesinde uyuşmuş zihinlerin içinde oluşan huzursuzluk tortusu içten içe insanlığın ma'şeri vicdanında bir güve hissi, bir parçalanış hissini besledi...
Batıda, Modernizme KO VA DİS...sorusu yani ey şair nereye sorusu daha erken sorulmaya başlandı bittabiki..Zira modernizmin etkilerinden, psiko sosyal sorunlarından, uç noktası olarak onlar daha önce etkilendi
Türkiyede modernizmden sızlanmalar sanırım 60 lı yıllarda başladı...
Bu konuda sol aydın batının özellikle ayrıca kapitalist dünya sisteminden zaten şikayet halinde oluşu nedeniyle her türlü yağmacılığa karşı oluşun bir uzantısı olan çevrecilik düşüncesine bağlı olarak şiirlerinde görünümler vermeye başladı..
Örneğin çok kısa iktidar süresinde Bülent Ecevit henüz avrupada çok az ülkede bakanlık olarak temsil edilen çevre bakanlığını kurdu
Oysa liberal dönemler bu hususa yanaşmak istemediler çünkü bu arazi deniz atmosfer yağmacılarına zorluklar ve en önemlisi ek maliyetler getirecekti..en azından fabrika bacalarına filtre zarureti getireceklerdi
Aslında solun öne çıkardığı bu hususları ele alan dini ve muhafazakar tabana dayalı siyasi görüş te, zaten müsait olan teorik alt yapısına bunları dahil ederek öne çıktı..ancak her defasında olduğu gibi uygulamada yine liberal yapıyla uzlaşan bu görüş insan merkezli bir çevre duyarlılığına yöneldiği söylenemez..
Konudan ve dolayısıyla şiirden uzaklaşmamak için söylediklerimizi toparlarsak:
Bir fikri enstrüman olarak modernizmin bizzat kendisi mi sorunlu? yoksa uygulanma biçiminde mi hata var?
batılı felsefecilerden önemli bir kısmı modernizmi doğuran felsefeyi eleştirmekte...uygulamacı veya uygulamaya yakın bir kısım felsefeciler ise modernist felsefenin yanlış elllerde ve yanlış tatbik edildiğini söylemekteler..
Ancak modernizmi toptan reddeden dünya görüşleri bile bunun nasıl sağlanacağına dair bir yol planı konusunda tek satır oynatmamaktalar..onlar zaten modernizmin varacağı yerin bir doğal kıyamet olacağını ve doğanın içindeki gizli dengenin tahribata karşı gerekli intikamı alacağını söylemekteler
Modernizme evet ancak doğru uygulanması gerekir diyenler ise akıldan çok aklı selimin yeni uzlaşımlarla ön tedbirler alacağını ve sosyal ve psikolojik planda yapılacak düzenlemelerle yeni bir toplumsal çağa geçileceğini füturolojik olarak düşünmekteler..İşte bu ikinci kısımda olan ve çok farklı alanlarda ve karşıt tezleri içine kapsayan felsefecilerin ön gördüğü toplumsal modele de post modern dönem denilmekte...
Bu bağlamda şiire dönersek, sanırım kadın olan _ evet şimdi resmini görünce buradaki sanırımın saçma kaldığını düşündüm-şairimiz kadınlara mahsus gözlemcilik, kuşbakışı modelleme, hayata ve hayatın içinde neşv ü nema bulduğu doğaya karşı şefkat, aksaklıkları tesbit nıktalarında çok başarılı..
şiirin, kurgusu, meramını ifadesi, akıcılığı, içtenliği, abartısız dili ile başarılı olduğuna kefil olduğumu söyleyebilirim
Saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 107 tane yorum bulunmakta