Bütün Zamanların Yabancısı, XXVII. Ben Kam

Muammer Karadaş
30

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bütün Zamanların Yabancısı, XXVII. Ben Kam

Ey yaz ikindileri, dut deren serçe mi olayım,
dut dibinde deli mi?
Kendimle mi olayım öteli mi?
Bir yer var bilirsiniz, haritalarda adı geçmeyen bir başka yer,
Tinle ten arasındaki iğreti köprü yıkılınca
asılı kaldığım mavimsi beyaz boşluk.
Ey yaz ikindileri, ya su satıcısı olacağım ya da
suyun kara yazgısı.
Bir büyük döngüye alacalı boncuklar dizen.
Bilirsiniz beni, kilisedeki yahudiyi;
ikide bir çarmıha gerer kendini.
Yaralarımı güneş dalar, yüreğimi akbabalar;
beni koruyacak bir babam yok ki!
Ey yaz ikindileri, biz çok yukarılardan geldik buralara
suyu bulmak için, kan içe içe.
Tam anlatabileceğim bir dil bulmuşken. Sakındım.
Dil, bir yaban kovuk, bütün zamanı sütle yazan;
benim silik soluk ikizim. Oysa bir cisme ihtiyacım var mı benim ey yaz ikindileri?
Ey yaz ikindileri, bir adım ötede zakkumlar var, ben yokum. Cücelerin efendisi kutsal çarşı var, mor dutun feryadı var,
ben yokum. Bol ayrıntı var insanı bu karanlıkta oyalayan, atardamar uzmanı jiletler var; bakır var tutuşur, kan var akışır. Sevgilim, sevgilim, sen ordasın! Ben yokum.
Bir adım ötede ben ben değilim. İzbe bir meyhanedeyim ben, çarşıya komşu. Şamanist bir tutkuyla kendimi süslüyorum; yitik aşklarla, çıkılmamış yolculuklarla, başarılamamış intiharlarla.
Kötü mimarlar gibiyim, abartılı sevinçler
kuruyorum içki sofralarına.
Kilisedeki Yahudiyim, öylece kapana kısılmış gibiyim;
suçum yok biliyorum: İşte suçum bu.
Ya da suçun ta kendisiyim.
Ey yaz ikindileri, ben bir imbikten başka neyim? İ
şim gücüm uçurum ezberlemek değil mi?
Artık duymuyorum sesimi. Duysam... dilimi bilmiyorum ki!
Kilisedeki Yahudi, rolüne yeterince çalışmamış;
hâlâ geyikler kurguluyor çırılçıplak, kentin ıssız sokaklarında, ipek gergef üstüne kırmızı, sırf neşe.

Ey yaz ikindileri, ey zonklayan geçmişim, kopuzumda köpüren kara dil, içer ve fışkırt beni.
Bu bir yuğ törenidir ki, mezarım bu şiirdir;
olmayan bir dille bir ozan ne anlatabilir ki!
Ey yaz ikindileri, despot kalplerin erince erdiği gamsız uzam; benin ben olmadığı, çizgi dışı, oyun dışı.

(Patlattım sivilcelerimi, yüzümü yıkayıp boynumu ıslattım. Ezilmiş taze ısırgan otu kokan odada bir çimdik tuz yaladım si-garadan önce. Aynada gözlerimi görünce cinnetimden utandım; hohladım yüzüme, hohladım, hohladım, hohladım! ...)
Ben kam.

Muammer Karadaş
Kayıt Tarihi : 30.7.2003 23:36:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Muammer Karadaş