Bir anne, bir kız evladı ile ağlayıp, feryat figan ediyordu.
Kâh ağlıyor, kâh dövünüyor, gözyaşlarını sel ediyordu.
Bir annenin, bir kız evladının ağlaması gök kubbeyi yıkıyordu.
O, öylesine bir feryattı ki, arş-ı alâ bile çınlıyordu.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
O oğul, şimdi al bayrağa sarılı, bir tabut içinde yatıyordu.
Göğsünden aldığı bir kurşun yarasından, kan akıyordu.
O kandır ki; O kan, ülke birliğine göz dikenleri korkutuyordu.
Şehidim, şahadet şerbetini şimdi meleklerin elinden içiyordu.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Annelik duygusu kolay mıdır? Yürekleri parçalar ağlayışı,
Yemeyip yedirmek, giymeyip giydirmek midir? Bir annenin uğraşı,
Sonra, evlat acısını dindirmek için bağırlarına bassa da taşı,
Yarada’nına niyaz eder; bu acıdan uzak tutması için kavim kardaşı.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Kim bilir kaç kez kınalı saçlarını, göğsüne sevmek için yaslamıştı.
Kim bilir kaç kez şefkatle ellerini, oğlum diye diye öpüp sevmişti.
Kim bilir kaç kez akan yaşlarını; “erkekler ağlamaz” diye silmişti.
Ya şimdi? En zor olanı yaptı, tabut içindeki kınalısı ile helalleşti.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Oğul omuzlarda gitti, gidiyor. Şehitlik mertebesine erişmiş,
Ondan geriye kalan kız evladı, gonca gülü, yeni beşine girmiş.
“Babam” diye tabuta sarılıyor, ağlıyor. “Şehit” diyerek, bayrağı öpüyor.
Ama kendisi ile hıçkırıklar içinde ya diğerleri niçin ağlıyor? Bilmiyor.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Can parem, biricik oğlum, Şehit’eşal rütbesi ile şimdi omuzlarda.
Oğlumun can paresi, şimdi gözyaşları ile tabuta sarılmış, ağlamakta.
Bırakın babamı, babamı istiyorum diye diye, hıçkırıklara boğulmakta.
Bu acıya dayanacak er bir kişi veya yiğit bir yürek varsa, çıksın ortaya,
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Güle güle oğlum, şehidim, bağrımda biten vatanımın gonca gülü,
Yok oğul, yok unutturamaz hiç bir şey bana, ebediyete kadar bu günü.
Güle güle oğlum, güle güle şehidim. Annesinin biricik nazlı gülü,
İşte, bugün arkandan gelen bir mahşer, benim için de bir mahşer günü.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Ey! şehidimden armağan gonca gülüm. Ey! altın saçlı dilberim.
Sende bir gün gelip evlenip, benim gibi anne olacaksın bilirim.
İşte o zaman baban gibi, yiğit bir evlat Dünya’ya getirmeni dilerim.
O an ölmüş olsam bile, mezarımda müjdeli haberini beklediğimi bil isterim.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
İşte ömür, işte yaşam buymuşta, ben hiç ama hiç bilemedim,
Hep aydın geçinip, ülkesi için nutuk atanları çok ciddi bilirdim,
Gül bahçemde ki goncam soldu da, bir taziye bile göremedim.
Ölen öldüğüyle, yanan yandığıyla kaldı da kimseye diyemedim.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Dileğim evlat acısı insan başına gelmesin, benzemiyor başka acıya,
Buyurun yükleyin de görün, böyle bir acıyı dağa, taşa, hatta kayaya,
Bir anda nasıl param parça olup ta; döneceklerdir sanki çakıl taşına.
Bu acı, taş bastırdığı halde yüreğime; yine de niyaz ediyorum Mevlâ’ya.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Sırma saçlım, şehidimin evladı. Babanın hikayesi böyle nihayetlenecek.
Bu onurlu yaşam için aç ellerini şükürler et, şehit kızıyım diyerek.
Bekle şansına, kısmetine, yoluna ne çıkacak, başına ne gelecek?
Belki sen de bir şehit annesi olacaksın, takdiriilâhi midir? Bilinmeyecek.
Ama bir anne, bir kız evlat müjdeler verecek o zaman oğula.
İstanbul/Yenilevent
06 Şubat 2006
22:00 - 22:22
Kayıt Tarihi : 8.2.2006 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgili kardeşim : Cahit Pehlivan
İnsan gözünün dünyada görebildiği tek melek ANNEdir. ''Anne'' konulu şiir yarışmasına gösterdiğiniz ilgi ve sevgili annelerimize şiir armağan ettiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum, lütfen kabul buyurunuz.
Konu kutsal olduğu için Annelere şiir yazarken duygu fırtınasına yakalanmamak elbette mümkün değildir. Bu yoğun his tufanı içinde sayısız şiirler yazıldı ve dünya durdukça yazılmaya devam edecektir. Ancak hepimizin ortak bir görüş etrafında bütünleştiren bir gerçek vardır: O da şudur:
O kusursuz meleği eksiksiz anlatabilecek bir şiiri, ne bizden öncekiler yazabildi, ne biz yazabiliyoruz, ne de bizden sonrakiler yazabilecekler... Bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Bu gerçeği bile bile, bu kutsal konu için eline kalem alan her kardeşimi tebrik ediyor sonsuz başarılar dileklerim ile o kalemi elinize almanızı ve bu şiirin yazılmasını sağlayan annenizin (inşallah şu an hayatta ise) mübarek ellerinden sevgi ve saygı ile öpüyorum.
Hakk'ın rahmetine kavuşan annelerimizin elini ise şu anda bizim yerimize zaten melekler öpüyor.
Öncelikle böyle kutsal bir konuya ilgi çekmek için şiir yarışması düzenlediği için: http://www.antoloji.com sitemize ve Ümraniye Belediyesi Başkanlığına teşekkür ediyor ve şükranlarımı sunuyorum. Bu organizasyona emeği geçen bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Benim gönlümdeki duygu: Anneler üzerine yazılmış her şiir zaten birinciliği daha yazılırken kazanmış bir şiirdir.
Bu yarışmada görev alan jüri üyelerine başarılar diliyorum.
Ben bu organizasyondan, http://www.antoloji.com'un alnının akı ile çıkacağına, Jürideki sayın üyelerin bu konuda en titiz bir şekilde görev yapacakları inancını taşıyorum.
Birkaç konudaki düşüncelerimi belirttikten sonra bu şiiriniz için yorumum:
ANNE konusunda yazılan her şiir daha yazılırken birinciliği hakketmiştir.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bir şiir olmuş. Başarılarınız daim olsun.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum..
İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
Bir anne, bir kız evladı ile ağlayıp, feryat figan ediyordu.
Kâh ağlıyor, kâh dövünüyor, gözyaşlarını sel ediyordu.
Bir annenin, bir kız evladının ağlaması gök kubbeyi yıkıyordu.
O, öylesine bir feryattı ki, arş-ı alâ bile çınlıyordu.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
O oğul, şimdi al bayrağa sarılı, bir tabut içinde yatıyordu.
Göğsünden aldığı bir kurşun yarasından, kan akıyordu.
O kandır ki; O kan, ülke birliğine göz dikenleri korkutuyordu.
Şehidim, şahadet şerbetini şimdi meleklerin elinden içiyordu.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Annelik duygusu kolay mıdır? Yürekleri parçalar ağlayışı,
Yemeyip yedirmek, giymeyip giydirmek midir? Bir annenin uğraşı,
Sonra, evlat acısını dindirmek için bağırlarına bassa da taşı,
Yarada’nına niyaz eder; bu acıdan uzak tutması için kavim kardaşı.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Kim bilir kaç kez kınalı saçlarını, göğsüne sevmek için yaslamıştı.
Kim bilir kaç kez şefkatle ellerini, oğlum diye diye öpüp sevmişti.
Kim bilir kaç kez akan yaşlarını; “erkekler ağlamaz” diye silmişti.
Ya şimdi? En zor olanı yaptı, tabut içindeki kınalısı ile helalleşti.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Oğul omuzlarda gitti, gidiyor. Şehitlik mertebesine erişmiş,
Ondan geriye kalan kız evladı, gonca gülü, yeni beşine girmiş.
“Babam” diye tabuta sarılıyor, ağlıyor. “Şehit” diyerek, bayrağı öpüyor.
Ama kendisi ile hıçkırıklar içinde ya diğerleri niçin ağlıyor? Bilmiyor.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Can parem, biricik oğlum, Şehit’eşal rütbesi ile şimdi omuzlarda.
Oğlumun can paresi, şimdi gözyaşları ile tabuta sarılmış, ağlamakta.
Bırakın babamı, babamı istiyorum diye diye, hıçkırıklara boğulmakta.
Bu acıya dayanacak er bir kişi veya yiğit bir yürek varsa, çıksın ortaya,
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Güle güle oğlum, şehidim, bağrımda biten vatanımın gonca gülü,
Yok oğul, yok unutturamaz hiç bir şey bana, ebediyete kadar bu günü.
Güle güle oğlum, güle güle şehidim. Annesinin biricik nazlı gülü,
İşte, bugün arkandan gelen bir mahşer, benim için de bir mahşer günü.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Ey! şehidimden armağan gonca gülüm. Ey! altın saçlı dilberim.
Sende bir gün gelip evlenip, benim gibi anne olacaksın bilirim.
İşte o zaman baban gibi, yiğit bir evlat Dünya’ya getirmeni dilerim.
O an ölmüş olsam bile, mezarımda müjdeli haberini beklediğimi bil isterim.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
İşte ömür, işte yaşam buymuşta, ben hiç ama hiç bilemedim,
Hep aydın geçinip, ülkesi için nutuk atanları çok ciddi bilirdim,
Gül bahçemde ki goncam soldu da, bir taziye bile göremedim.
Ölen öldüğüyle, yanan yandığıyla kaldı da kimseye diyemedim.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Dileğim evlat acısı insan başına gelmesin, benzemiyor başka acıya,
Buyurun yükleyin de görün, böyle bir acıyı dağa, taşa, hatta kayaya,
Bir anda nasıl param parça olup ta; döneceklerdir sanki çakıl taşına.
Bu acı, taş bastırdığı halde yüreğime; yine de niyaz ediyorum Mevlâ’ya.
Ve bir anne, bir kız evladı ile şehit bir oğula ağlıyordu.
Sırma saçlım, şehidimin evladı. Babanın hikayesi böyle nihayetlenecek.
Bu onurlu yaşam için aç ellerini şükürler et, şehit kızıyım diyerek.
Bekle şansına, kısmetine, yoluna ne çıkacak, başına ne gelecek?
Belki sen de bir şehit annesi olacaksın, takdiriilâhi midir? Bilinmeyecek.
Ama bir anne, bir kız evlat müjdeler verecek o zaman oğula.
İstanbul/Yenilevent
06 Şubat 2006
22:00 - 22:22
Sn. Pehlivan...
O kadar hoşuma gitti ve o kadar beğendim ki...
Bir insan kolay dünyaya gelmez ve kolay yetişmez...
Ne uğraşlar verilir o insanı yetiştirmek için...
Tek bir kurşunla öldürürsün..
Geriye bağrı yanık bir ana ve aile bırakırsın.
İlhamınız daim olsun...
Vatan sağolsun....
Bayrak daim olsun...
Bu onurlu yaşam için aç ellerini şükürler et, şehit kızıyım diyerek.
Bekle şansına, kısmetine, yoluna ne çıkacak, başına ne gelecek?
Belki sen de bir şehit annesi olacaksın, takdiriilâhi midir? Bilinmeyecek.
Ama bir anne, bir kız evlat müjdeler verecek o zaman oğula.
Çok muhteşem duygu yoğunluğu olan bir şiir Cahit bey.tüm şehitlerimize allahtan rahmet diliyorum.saygı ve muhabbetlerimle...
TÜM YORUMLAR (11)