parkımın sıcağı saçlarımı ezdi,
soluduğum kokuları yitirmiş bu çimenler
dikenliler solumda kalıyor, medaşın bahçesini ayıran
yoncalar tel tel sökülmüş köklerinden
bu sıcaktan tiksindiğim kadar mabedimden tiksinmemiştim
şimdi her biri ayrı rollerde
bütün notalarımı armağan ettim
anlamlarını araştırıp
düşünmekten hastalandım
yasmin levy yahudi ispanyolcasından
ezberimdesin
ve unutulmaya mahkum
4 duvar altında
rüzgâr kırık kırık
yağmurun sesi
kulaklarımda çizik çizik
deşilmiş topraklar
öylesine ezik
yeni bir günün doğuşundan
sıcağın yaklaştığından
daha nice şeyden bahsettin
başka anıların doğurduğu
değerli bir şarkıyı anımsattın
yaşlılık, çizgileri ve ruhun ağırlığı
bu kadar erken sarmasaydı bedenimi
kayıplarım, kazançlarım
en büyük övünçlerimdi
her bir artık düşünce itti beni
mantığın uğramadığı
her bir çöplük
özünü kaybedip
ruhunu tıkasın giderin kaşmeriyle
ağır gelen bütün kafesler
tamam ruhları doyurduğun
inandırdığın insanları
taptırdığın kadınları
ahenk içinde zulmedişin
sanat gibi gelişi
hakaretin geç tecellisi
renklerim doğmuş bugün
saati fark etmemişim
küçük şarkı sözleri, sıralanmış
boyanın zerreleri harflere vurmuş
birtakım savaşlar verilmiş
ben görmemişim
solan bir şeyler vardı
gülerken kanayan yasemenler
türlü kapalı ruhlarla açelyalar
bulunamayan gizemin doruklarında
bana ölüm soğukluğunu anlattılar
unutmak
unutulana acımak?
bunu dahi hatırlayamamak?
anlatmak
yalanlara tapmak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!