Ben Anadolu'yum;
1071 yılı sabahı toprakla filizlendim,
Önce başak tanesiydim
Bir asır verimli topraklarda harmanlanarak buğday oldum
Ekmeğini paylaşmak için bir dost arayan,
Yağmurun ardından kokan toprağı damarlarında hisseden,
Taşa şekiller vererek dünyayı algılayan,
İmece kurarak köy halkı ile yardımlaşan,
Hastalıkta, sevinç de, keder de, insanlarla bir olan,
Dertlerini paylaşan Anadolu'yum
Göz kapaklarında mertliği görünen,
Umutların gölgesinde;
Saklambaç oynayan çocukların sevinci,
Korkudan uzak cesaretin kendisiyim
Bir bakmışsın Hakkari'de, Muş'da, Van'da,
Bir bakmışsın Edirne’den Kars’a,
Türkiye’nin her yerindeyim
rabzon'da Horon, Ege'de Zeybek, Urfa'da Halay, Diyarbakır'da Ilgıt, Trakya'da Hora, Erzurum'da Bar, Balıkesir'de Bengi, Çoruh'da Atabarı,
Silifke'de Kaşık oynarım
İlmik ilmik nakışları alın terimle kilimlere işlerim
Çobanların otlattığı kuzu sesleriyle ruhumu dinlendiririm
Bozlağım, Neşet Ertaş ile gönlüm hep Anadolu’yu arar
Anadolu'nun tezenesiyim
Ayder yaylasında bal yapan arı kadar çalışkanım
At üstünde kılıç kalkan oynar,
Oğlumu askere uğurlarken avucuna kına yakar,
Arkasından tez gelsin diye su dökerim
Çocuklarla kırlarda mendil kapmaca oynarım
Geçmişine de, geleceğine de sahip çıkan Anadolu'yum
Bir miras aldım ata yurdumdan
Edirne'den Kars'a yurt sevgisiyle doldum
Ben Anadolu'yum, yüreğimde yiğitlik,
Kanımda mertlik kokar
Nasrettin Hoca ile göle maya çalan,
Evliya Çelebi ile dünyayı dolaşan,
Aşık Veysel ile saza dokunan bir ozanım
Alparslan'ım, Malazgirt'den çıktım yola
Ben Anadolu'yum, alın teri kokan Çukurova'yım
Irgat Türküleri eşliğinde ekin biçen,
Yalın ayaklı köy kızlarıyım
Ben Anadolu'yum,
Tüm yurdumun Halil İbrahim Sofrası’yım
Güneşin en güzel battığı ve en güzel doğduğu,
Her bir tebessümün,
Bir güneş kadar anlamlı kılındığı yerim
Ağrı da dik başlı, Güneyde Fırat akışlı,
Toroslarda sümbül kokuşlu,
Antalya'da dört mevsim yazlı,
Erzurum'da, on bir ay yirmi dokuz gün kışlıyım
Zonguldak'da kömür gözlü, Isparta'da gül yüzlüyüm
Ben;
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığı feyizle,
Kurtuluş Savaşı'nda erkek kılığına girerek orduya katılan
İnebolu'dan Sakarya'ya cephane taşıyan Halime Çavuş,
Kendisine bağlanan tüm emekli maaşını Kızılay'a bağışlayan Kara Fatma,
Kağnılarla cephane taşıyan,
Mermiler ıslanmasın diye,
Üzerini kendi elbisesi ile örten Şerife Bacı,
Tüm ziynet eşyalarını satarak,
Orduya katılan Binbaşı Ayşe,
Çanakkale'nin seyrini değiştiren Seyit Onbaşı,
Gördes'de Makbule, Antep'de Şahin Bey,
Maraş'da Sütçü İmam,
İzmir'de Hasan Tahsin, Kubilay, Fethi Sekin,
Aydın'da Yörük Ali Efe, Erzurum'da Nebahat Onbaşı, Sarıkamış'da kardelenlerim
Bin yıldır doğanımıza beşik oldum
Beşikten mezara kadar insanlara umut oldum
Ferhat, bendeki bir güzele sevdalandı,
Bu sevda için dağları deldi
Nice aşıklara yurt oldum
Komşuluğun en güzel şekilde yaşatıldığı,
Misafirin en titiz şekilde ağırlandığı cumbalı evlerim
Ellerim daima toprak kokar
Ben insanlar için bereketim
Ben umut köprüsüyüm,
Dedim ya Anadolu’dur evim!
Kenan Güç-Nisan Yağmuru 35
Kayıt Tarihi : 5.11.2025 14:39:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!