Sabaha çıkıyordu saatler ve yorgundular
Bolu dağında bir yerlerde durdular
Sis vardı ve yağmur nazlanıyordu bulutuna
İnsanlar şaşkın ve uykulu gözlerle bakışıyordu birbirlerine
Sonra her ikisi de, öylece yere bakarak, düşündüler aynı şeyi
Bir ömür, kalan bir ömür, bir kez daha görmeyeceklerini
Şu an burada gördükleri insan suretlerini
Mola yerinde bir aşk yaşamalı dedi kadın, yirmi dakikalık bir aşk
Merhaba deyip, sevişip, hoşça kal diyecek ve bir ömür yetecek bir aşk
Sönen sigarasını hızlı nefeslerle içine çekiştirdi sonra
Ölüme kalp masajı yapar gibisin dedi adam üstelik kendi hayatınla
Ben zaten ömrümce hep bunu yaptım dedi kadın içinden
Oturmak istemediler ve çay da içmediler bu yüzden
Büyük ve bakımlı akvaryumda benekli, kırmızı
ve kaymakam karısı gibi kibirli, arsız ve nazlı
salınan balığın patlak gözlerine baktılar bir süre sessiz
ve aşağılayan gözleri vardı paspasçı şişman kadının
paspasını ayaklarına çarptırdı balığa imrenen adamın
keşke dedi keşke gitmesek, burada kalsak, burada yaşlansak
burada, bu mola yerinde ikimiz, şu tepedeki on haneli köyde
ineğimiz olsa, çocuklarımız dedi kadın içinden, tezek taşısak teneke sobaya
seyyar satıcı şiveli bir oğlan sesi bozdu hayallerini
bir ağıt gibi bildirdi yolculara vaktin bittiğini
vakit bitti dedi adam ve bir otobüsün yolcularıyız nihayetinde
Diyarbakır’dan İstanbul’a yenik ümitlerle savrulan.
O kırmızı balık yalnızdı biliyor musun dedi adam
Otobüse çıkarken kendi kendine içinden
Yalnızdı ama cesurdu dedi kadın, üstelik her ikimizden.
18 Aralık 2008 / Mola Yeri
Kayıt Tarihi : 18.12.2008 16:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)