Saklamışken seni içimde ve paylaşmazken hakikati kimseyle,
Yıllarca kokuşmuşluğun kokusu sinmişken üzerime,
Ruhuma saldıran sırtlan sürüsünden kaçısın adresi,
Çorak toprakların bağrında,
Yakarış ve gözyaşı ile sığınabildiğim aşk mağaralarıydı.
Onca mazlumun ahını işitip çığlıkları kalbimde yankılanırken,
Yüzüme takındığım sahte tebessümleri her gece hesaba çekiyordum ben.
Bir müddet yalnız yürüdüğüm, kimsenin göremediği zahmetli yollarda,
Başka başka âşıklar da geldi bir bir yanıma.
Durma!
Haykır hakikati, aşktan bi haber zavallıların yüzlerine dese de bir yanım,
Sustum ve dedim:
“Vakti vardır her şeyin sabret bakalım.”
Aşka ihanet eden nice gönüllerden bir gönül,
İspiyonladı o yolun sevdalılarını,
Ve sunuldu önlerine kendi inanç hezeyanları,
Yargılanırken hak yolun yolcusu, her bir sevdalı.
Çıkarılırken sözde asalet elbiseleri üzerinden,
Aslında, hazır olun çağrısıydı bu ötelerden.
Giyinip teslimiyet elbisesini, uykuya daldılar sonra birden.
Kalplerini ördükleri gibi, aşılmaz duvarlarla,
Kapayıp gözlerini ve gönüllerini,
Ördüler mağaranın kapısını,
Ve döndüler sonra, bakmadan arkalarına.
Aşksız geçen bilmem kaç asrın, bilmem hangi zamanında,
Açtılar gözlerini, aşkla dolmuş zamana,
AŞK’la...
Selcuk ArısoyKayıt Tarihi : 13.11.2025 16:30:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!