Meğer bir gülümseme yetermiş çiçeklerin açmasına,
Değermiş bir gülümseme iki deste zamanın tamamına.
Keder, kader değilmiş,
Bilmem insanlar niye bunu kendine eder alın yazısı boyunca.
Hünermiş aslında yakmak ruhu okyanusta.
Sabretmek mi lazım bilmem,
Yazılana isyan etmek, yazana küsmek, kaçınılmazı oynayanlara küfretmek, ondan kaçanlarla alay etmek...
Ne farkeder
kaçınılmaz olan ölüm ve çektiğimiz keder.
Dedim ya ne farkeder biz; evet sen, ben, o yani hepimiz; tek kisilik tiyatronun oyuncuları,
Kurttan habersiz,çobanı olduğuna inanan doğanın koyunları.
Anlam arayan, kendine gaye yaratan beceriksiz yaratıcılarız.
Bir de neden bulamasak nasıl yaşarız ?
Şu hiçliğe aslında kendimiz anlam katarız ya da öyle sanarız.
Daha gideceğimiz bir yer var ama kimse görmedi, kimse gitmedi, kimse hissetmedi lakin fikri olmayan yok
O fikirler ise göz görmeden atılan bir ok.
Benim karnım nice zamandır bu hikâyelere tok.
Kitabın ortasından konuşuyorum bu sefer galiba mürekkebim çok.
Uğruna yaşanana inancımı yitirdim;
İçimdeki tüm güzellleri, bana yol çizenleri fakat bir çırpıda silenleri tükettim bitirdim.
Kim anlayabilir ki beni? görsem belki bilirdim.
Galiba ben bütün olanları kendi kendime ettim.
Kayıt Tarihi : 17.12.2022 22:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!