Ali
Emevi yangınlarının baş aktörü olmalıydı,
Bin yıllık geleneği kurşun paklamazdı.
Ben sakin putların göz kırpmalarında şehadet türküsü dinlerken,
Ali annesinin ekmeğini kalbinde saklıyordu.
Benim devletli yanım bilmeliydi ki,
Ali yaşasa da
Hüseyin’in ölümüne çare yoktu...
Sabrımızın kalbi taşlaşıyor her gün,
her geçen gün kurşunlar ortadoğuluya daha fazla isabet ediyor...
Kaçıyordu Ali,
oysa o,
her gün üzerinden uçan bombaları,
oysa o
her gün sıyıran kurşunlardan kaçarken ensarının arkasına,
Sahipsiz bir inançla kalbine doğru,
Kara sessiz asfalt üzerinde ki çığlıklarıyla ihmal ettik Mertliğimizi...
Kulağına fısıldanırken Ali diyen ezanı,
sırtından bilecekti hep.
Ama hikayeleri kalbinden vurulanlara bir oldu.
Aynı dilde sokağa çıkılmıyordı Ali.
Aynı susuzluk Kerbela’dan körbelaya hicret etti.
Sen annenin çığlıklarını kurşunlardan daha fazla yedin.
Sen kalbinden biz yüreğimizden vurulduk
Ya Ali...
Kayıt Tarihi : 18.5.2020 03:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.