Şehir yavaş yavaş gömülürken karanlıklara
Sen ve ben iki ayrı ucunda iki ayrı bahtsızı Ankara’nın
Omuzlarımızda sevda yükü yüreğimizde yaralarla
Peşindeyiz tüm olmazları olur yapmanın.....................
Şimdi sen gözlüklerini takıp usulca geçtin daktilonun başına
Az önce koyduğum çayın deminde buram buram tütüyorsun
Günü benimle açmıştın bu sabah biliyorsun ya
Bak işte ve yine benimle kapatıyorsun
Kim bilir belki de sende beni düşünüyorsun
Mısralarında olmasa da yüreğinde nasıl ve nerede diyorsun
İnsan sanıyorum ömründe böyle sevdayı zor bulur
Hani yeni doğmuş bir bebek gibi ya üstüne titrer onu korur
Sana ellerimi uzatamasam da yüreğimi veriyorum
Yaralı bir kaplan nasıl iyileştirilir bak onu bilmiyorum
Bazı zaman oluyor ki pençelerini de ta yüreğimde hissediyorum
Acısa da içim olur ki kırılırsın diye söyleyemiyorum.....................
Şimdi oynamak zamanı kelimelerle yürekten akıtmak kaleme
Kaybettiklerimize erişemediklerimize ağlama zamanı da değil artık
Hele bizi bırakıp ta gidenlere yanmak ne saçma ne vefasızca
Oysa ahde vefa aldığın kadarını vermekten çok ve daha fazlasıyla
Yüreğini bir tepsiye koyup,
Tek kelime söylemeden ilan edip bildirmeden uzatıvermektir
Tertemiz bir yaz akşamında sevdayı soluyup,
Şiirlerini cebine koyup yine onun için çekip bu diyarlardan gidivermektir.
Her şeyin bir karşılığı vardır ya şu yalan dünyada bu şu demektir
Bilirsin İşte Siyahın beyaz iyinin kötü gibi yada günün gecesi
Emek vermek sabretmek ve en önemlisi sadece beklemektir
Yürek içinde seven içinde sevilen içinde bu işin tek tesellisi
Sevenin sevdiğinin onu sevenden daha çok sevdiğini bilmesidir
Bir şairin ise tüm bu olanlara kendi içinde bu bakışı işte böylece
Ahdine sadık kalıp yüreğini yüreğine söylemesidir,
Sus söyleme diyordun ya söyleyemeyişim işte hep bu işte
Bir tek bu sebepledir.................................
Kayıt Tarihi : 29.12.2003 19:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)