HİLYE
(YENİ)
3
Bileğinden bilinirdi her zaman(520)
‘Allah''tan başka güç kuvvet sahibi yok'' sırrı
Cisminin sedefiydi canın cevheri
Saf bir billur parçasıydı
Nurdan iki sütundu ancak
Cesedinden o iki seçkin ayak
Dahi O diz kapak altı mübarek bölge
Arşın payesiydi hem gölge
Bahtının yıldızını parlatmıştı(525)
Felek ondan faydalanmıştı
MÜBAREK AVUÇLARIVE AYAKLARI
Hikmetin feyzinden faydalanıp
Böyle açıklardı İbn-i Halit
Ellerinin ayası O Sultanın
Dahi ayakları altı O''nun
Geniş ve pak idi nazik ve çekici
Gül yaprağıydı latif ve sevimli
Ayağı ve eli yanında onun
Eli ve ayağı idi güzellerin
Çok düzgün idi der bakış sahipleri(530)
O kerametli mübarek eller
Can ile olmuş idi el-hasıl
Yed-i Beyza''sına Musa mail
Kalem gibi parmağıyla O Hak Dostu
Ayı böldü gökyüzünde iki parça
Pençesindeydi onun akşam ve sabah
Kabzasındaydı onun kaza ve kader
Değneğinin ucunda top idi hemen
Bu evren ve mekanın tümü birden
Kevser''in Sakisi ayağını O''nun(535)
Öpüp durduğu yerdi Rıdvan''ın
Yüzünü sermişti ayağının altına
Bu kadar izzet-i ikram ile arş
Latif denizlerin kenarı hemen
Gümüş aydı o seçkin ayak
Olmuşlardı O''nun ayak torağı
Bir sürü saçı kokulu gılman
Dokuz felek öpmek için ayağının toprağını
Gökte dokuz dolanırdı haremin
Gece renkli olan ayakkabısını öpmek için(540)
Yaktı göklerde güya fanus
Çark-ı felek ahenk ederek Arş''a
Bir benekli şal döşedi ayağına
Huda ayağının altına serdi bir halı
Yüzleri benli gılmanın nakışları var onda
Oldu Resul''ün köyünün taşları
Hurilerin gerdanına parlak kolye
Hem dedi vasf eden O Taze Gülü
Misk kokuluydu ellerinin ayası
Merhaba eylese bir kimseye eğer(545)
Devlet-ü izzetle Peygamber
Bir iki gün geçse aradan
Belki hem bir nice günler
Duyulurdu nitekim yeşil bahçelerden
O kişiden temiz kokular
Evreni kaplayan kokuydu O Can
Güzel koku gizlenmez Efendi
KUTLU PARMAKLARI
Ebu Tufeyl o fazilet ehlinin başı
Dedi canıyla oldu O''na öğrenci
Her bir kutlu parmağı onun(550)
Mevla''nın yarattığı sanatkarane bir kalemdi
Güzel elleri kazanın kısmetiydi Onun
Onun ulvi elleri kaderin kısmetiydi
Firdevs ağacıydı parmaklarının üstü
Gümüşten ala idi o parmaklar
Kalem gibi her biri uzun ve biçimli
Celil olan Allah''ın kapısının anahtarının dili
Yazmamıştı Rabbani kalem
Kalem parmaklarına Onun ikinci
Bileği Besmele idi hemen hemen(555)
Ona ‘Nun ve-l Kalem'' olmuştu görenleri
İsa''nın eline Onun uzun elleri
Ölü diriltmeyi ikram ederdi
Armağan etti o derya dolu ellerin içi
Zamanın gül bahçesine nurlu yağmurlar
Mührüydü o Faruk''un eli
Çözerdi halkın düğümlerini
Oldu O Gerçek Efendi
Halkın en keremlisi Kerim Ahlak
Böyle der İhya-i Ulum sahibi(560)
Yanına varsa eğer bir masum
Lütufla okşasa onu O Kerem Kaynağı
Yani ümmetin Sultanlarının Sultanı
Diğer çocuklar içinde O Sabi
Edep yolunu ihya ederdi
Kokusundan bilinirdi her şey
Ki ona el sürmüştü Yüce Resul
Nice gün gitmezdi kokusu
Taze misk kokusuydu nefesi
KUTLU VÜCUDU
Cismi ışık saçardı Tanrı sevgilisinin (565)
Saf idi nurlu güneş gibi
Nura benzerdi kılsız saf ve temiz vücudu
Nasıl methedeyim O bedeni
Güya nurlu deniz idi O
Sevgilinin güzel yüzünün tecellisiydi O
Hem O Alemin Sevgilisi ''nin endamı
Görünseydi olurdu daha sevimli
Dem vururdu eğer açılsa ağzı
Varlığının kaydı Fatiha''dan
Nurdan servi idi O gümüş endamlı(570)
N''ola derlerse direği İslam''ın
Dedikodudan arınmıştı dili
Kıldan arınmış olduğu gibi cesedi
Göğüs bölgesine varmazdı keder
Toprak dolsa eğer denizlerle karalar
Yâri seyretmek için teklifsiz
Bütün göz idi mübarek beden
Kıldan temizlenmişti o nazik ten
Nurdan bir cesed idi o beden
Bir parlak gümüş ayna gibi(575)
Kıldan arınmıştı vücudu Nebi''nin
MÜBAREK GÖBEKLERİ
Dahi göğsünden meleklerin öğlesi
O haremin ceylanı göbeğine dek
Hat çekilmiş idi bir dizi siyah kıldan
Nakleder bunu raviyan-ı ahbar
Levh-i Mahfuz idi o kutlu sadır
Ona güya kalem olmuştu o tüyler
Dahi göğsünde ve karnında O''nun(580)
Kılı yok idi o nazik bedenin
Dedi vasf eyleyen o saf gönül
Yok idi o ince çizgiden başka kılı
Pak uzvunda onun baştanbaşa
Hasılı yok idi tüyden kıldan eser
Göğsünün ortasında elif gibi o hat
Tüyden kalem çekmişti fakat
Amber teli gibi o siyah tüy
Yaraşırdı nitekim halesi ayın
KUTLU BEDENLERİ
Dedi Ashab ile harem ehli (585)
Eti O Cism-i Şerif''in her dem
Taze gül gibi parlak idi hem
Pak bedeni süzülmüş idi hem
Misli olmazdı o kavisli kaşın
Güllerini derse felek Firdevs''in
Gençlik günleri gibi ta
Pek ter-ü taze idi o aza
Ne tenezzül edip o gümüşten
Ne zarar gördü yaşlı olmaktan
Hiç olur mu bu ki otlar kırlardaki(590)
Sararıp solsun Allah bağının gülleri
Eceli gelip vefat edince
Bedeni terk etti saf ruh oldu
Kayıt Tarihi : 15.7.2015 19:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!